Sultan, kendisine ihanet eden birinden intikam almak için
hepsinin kellesini uçuruyordu.
Şafak vaktinde evleniyor, gün batımındaysa dul kalıyordu.
Kadınlar birbiri ardında önce bekaretlerini sonra da kellelerini kaybediyorlardı.
İlk gece sonunda hayatta kalmayı bir tek Şehrazat başardı ve daha
sonra her yeni gün için yeni bir hikâye anlatarak yaşamaya devam etti.
Birilerinden dinlediği, okuduğu ya da uydurduğu bu
hikâyeler kellesini kurtarmasını sağlıyordu.
Onları ay ışığından başka bir ışık almayan yatak odasının loşluğunda
alçak sesle anlatıyordu. Anlatmaktan keyif alıyor ve keyif veriyor
ama çok dikkatli hareket ediyordu.
Bazen, hikâyenin tam ortasında, Sultan’ın boynunu incelediğini hissediyordu.
Eğer Sultan sıkılırsa, onun için her şey bitecekti.
Ölüm korkusundan anlatı üstatlığı doğdu.