Gönderi

"Bana Göre" Demeyelim Hislerin ve heveslerin, Sevgili Peygamberimizin tebliğlerine tabi kılınması, günümüzün pek karmaşık ve başıbozuk gidişi içinde geçmişte olduğundan daha büyük bir önem kazanmıştır. Çünkü birçoklarımız, aslında, bize yabancı ve yoz bir yaşayış tarzına gönül vermiş, kucak açmış durumdayız. Bir anlamda his ve heveslerin adeta tanrılaştırıldığı bir ortamdayız. Hemen herkes, kendi his ve heveslerine göre yaşadığı hal içinde "Müslüman” olmaya özenmekte, mevcut haliyle, İslâm esasları arasında herhangi bir çelişki bile görmemektedir. Konuları çoğu kere "bana göre” diye başlayıp yorumlamakta, "bana göre” demenin temelinde his ve heveslerin yattığını fark edememektedir. Hatta bu "bana göre" diye başlayan mesnetsiz yorumlar, bazen dinimizin kesinkes neticeye bağladığı konularda bile görülmektedir. Hâlbuki "Mevrid-i nassta ictihada mesağ yoktur. ' Yani, dini nassların mevcut olduğu konularda kişisel görüş belirtmeye cevaz bulunmamaktadır. Nerede kaldı ki, hiçbir ilmî mesnedi bulunmayan, "bana göre” diye başlayan kişisel, indî ve keyfi yorumlara yer ve mesağ olsun.
Sayfa 28
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.