Gönderi

50 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
''Vatan nedir?'' konulu bir yazı hazırladığım, bu konuda düşünüp tartıştığım, zihnimi bu konuda açtığım sırada Stefan Zweig'in daha önce okuyup çok beğendiğim bu eserini tekrar yeni bir gözle okumak istedim. İnsan sürekli gelişiyor, değişiyor; hem fikirleri, bakış açısı hem de algıları farklılaşıyor. Bu yüzden de kitapları bir süre sonra yeniden okumak eserin farklı yönlerini de görebilmeyi, daha iyi anlayabilmeyi ve sindirebilmeyi sağlıyor. Stefan Zweig'in eserleri kesinlikle buna en uygun eserlerdendir benim için. Her okuyuşumda yeni şeyler fark ediyor, ayrı bir tat alıyorum. Bu eserini de ikinci okuşumda yeniden ve çok daha fazla sevdim! Mecburiyet. Birinci Dünya Savaşı esnasında, savaş karşıtı, 'insanlığın ötesinde bir vatanı olmayan'' ve askere alınmamak için İsviçre'ye kaçan Ferdinand ve eşinin konsolosluğa davet mektubunun gelişiyle yaşadıkları ikilemi okuyoruz. Daha doğrusu, Ferdinand'ın yaşadığı ikilem. Zira eşi fikirlerinde oldukça kararlı fakat Ferdinand tüm görüşleri, inancına rağmen içinde engel olamadığı bir mecburiyet hissediyor. İşte burada da ''Vatana karşı sorumluluklarımız var mıdır ve bu görevler bizim inancımıza ters düşse bile bunları yerine getirmeli miyiz? İnsan kendi iradesine rağmen, istemediği bu yükümlülüklere teslim olur mu? Yoksa kendini o görünmez zincirden kurtarıp başkalarının dayattıkları yerine kendi inanç ve fikirlerine göre, insanları hangi ideoloji sebebi ile olursa olsun öldürmeden, özgürce yaşayabilir mi? Zincirleri elinde tutan güç sahiden de güçlü müdür yoksa insanların teslimiyet ve köleliği mi onları güçlü yapar? Birey, kavram ve ideolojiden daha mı güçlüdür? Sınır nasıl bir şeydir ki, bir tarafında insanlar huzurla yaşarken birkaç adım ötesinde ölümle çatışır? Mecburiyetler, gerçekten de mecburiyetlerimiz midir? İnsan, her şeye ve süregelen tüm çılgınlığa rağmen insan kalabilir mi?'' soruları önümüze çıkıyor. Bu ve diğer nice sorulara yanıtlar aranmasını, Ferdinand'ın kendisiyle çatışmasını, eşiyle olan çatışmasını, insan benliğinin derinliklerine kadar uzanan tasvirleri okumak çok güzel bir haz yaşattı. Stefan Zweig, şüphesiz insan psikolojisi üzerine en iyi tasvirleri yapan yazarlardan biri. Bu eserinde de şaşırtmadı. Ferdinand'ı ve eşini öyle güzel anlatmış ki, insan iliklerine kadar hissedebiliyor. Güçlü psikolojik tasvir ve betimlemeri okumanın keyfini yaşarken aynı zamanda birçok satırın da altını çizerken buldum kendimi. O kadar çok alıntı var ki... Ve her biri de üzerine uzun uzun düşünülmesi gereken, düşündüren cümleler. Mecburiyet, tekrar tekrar okumaktan sıkılmayacağım ve her seferinde bana bambaşka keyifler yaşatacağına emin olduğum bir eser. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın renkleriyle içimi ısıtan kapağını da çok beğendiğimi söylemek isterim.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,7bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.