Uğultulu Tepeler Emily Bronte’nin kaleme aldığı tek romanıdır ve edebiyat dünyasında çığır açmıştır. Kardeşleri gibi Emily’nin sağlığı yaşam şartları yüzünden oldukça zayıflamıştı. Erkek kardeşinin cenaze töreninde soğuk algınlığı kapmış, tedaviyi reddederek 19 Aralık 1848 yılında hayata gözlerini yummuştur. Başlamadan önce kitabın konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu (genelde hiç konularına bakmıyorum sürpriz olsun diye). Bu yüzden ana olaya gelene kadar 60-70 sayfa gibi okumada yavaşlama oldu , karakterleri anlamada zorluk çektim, kitap akıcılığını yitirmiş ve çok iç karartıcı olaylara hakimdi. Ama ilerledikten sonra evdeki hizmetçinin ağzından bir hikaye dinlemeye başlıyorsunuz ve kitap da o zaman başlamış oluyor. Gotik roman türünün başarılı örneklerinden olan Uğultulu Tepeler, karanlık ve puslu evleri, içinde türlü arzuların, tutkuların ve düşüncelerin boyattığı odaları, ter içinde uyanılan kabusları anlatırken, gerçekçiliği elden bırakmayan bir strateji izliyor. Ayrıca roman acı bir öç almanın öyküsüdür. Konu öyle büyük bir ustalıkla işlenmiş ki olaylar bir yandan merak unsurunu açıklarken bir yandan da daha büyük merak uyandıracak bir gelişme gösterir. Bronte kardeşlerin kitaplarının neden klasikler arasına girdiğini son sayfayı okuyup kapağını kapattığım an anladım. Filmini izlemenizi ve kitabı okumanızı naçizane tavsiye ederim...

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242,8bin okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rengin UÇAR