"Alafrangalık, bir veba gibi içimize girmiş, dudaklarımızın tebessümünü silmiş, feracelerimizi parçalamış, ayakkabılarımızı atmış, parmaklarımızı narin bir mercan gibi parlatarak güzelleştiren kınalarımızı bile ortadan kaldırmıştı. Eşyamızı, kıyafetlerimizi değiştirirken ruhlarımızı da değiştirmişti; her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu. Mutluluk uzak bir hayale, yetişilmez bir hülyaya dönüştü. Adetlerimizle beraber sevinçlerimiz de söndü. Şimdi şaşkın ve dertli bir nesil... Her şeyden nefret eden, her şeyi kötü gören, karanlık gören, berbat, hasta, tedavisi olmayan bir nesil, ah şimdiki dertli ve veremli çevre...