Bütün yaşamın boyunca çok çalıştın; her
şeyini çocuklarının, özellikle benim uğruma feda ettin, ben de bu sayede "günümü gün ederek" yaşadım, istediğim mesleğin eğitimini almakta tamamen özgür bırakıldım, karnımı nasıl doyuracağım kaygısı, daha doğrusu herhangi bir kaygı taşımam için hiçbir nedenim olmadı; sen bunun karşılığında benden minnettarlık beklemedin, "çocukların minnettarlığını" bilen biriydin,
“ Çocukluk yıllarımda aklımda kalan sadece bir anı var. Sen de hatırlayacaksındır. Bir gece su içmek için sızlanıp duruyordum. Belki gerçekten susamıştım, belki seni kızdırmak, biraz da kendimi eğlendirmek için yapmıştım bunu. Birkaç öfkeli tehdidin işe yaramadıktan sonra beni yatağımdan alıp evin avlusuna koymuştun ve beni pijamalarımla orada öylece bırakıp kapıyı kapamıştın… Bundan yıllar sonra bile ruhuma işkence eden o anı beni rahatsız etti.”