Gönderi

Dünyanın Türkiye dışında kalan ülkeleri iki kategoride kabaca toplanabilir. Birinciler Batı medeniyetinin metropolü olma özelliklerine sahiptir. XXI. yüzyıla yaklaştığımız şu zamanda bu ülkelerin sadece belli bir coğrafi mekân olarak ifade edilemeyeceğini biliyoruz. Metropol ülkeler dünya sisteminin yürürlükte kalması için gerekli ilişkilerde karar mekanizmalarına doğrudan etki edebilen ve daha doğru bir yaklaşımla alınan kararlardan menfi yönde etkilenmeyecek kadar metropole mahsus donatıma sahip bulunan ülkelerdir. Yani yalnızca Batı Avrupa, ABD gibi ülkeler değil, aynı zamanda Yeni Zelanda, İsrail gibi ülkeler de metropol ülkeler arasındadır. Buna karşılık metropol ülkeler tarafından zapt edilerek kolonize edilmiş ülkeler vardır. Bunlar bazen üçüncü dünya diye adlandırılırlar, fakat bu adlandırma Rusya ve uydularının gerçekte metropol ülkelerin rezervi oldukları gerçeğini örttüğü için yanlıştır. Dünyadaki bütün ülkelerde ister metropol, isterse müstemleke ülke niteliği taşısınlar, siyasi farklılaşma gerçekte iktisadi farklılaşmanın bir yansıması şeklinde belirir. Müstemlekeler, ülke ve halk menfaatini savunanlar ile metropolün çıkarına aracılık edenler arasındaki mücadeleye sahne olurlar. Elbette bu mücadele sarih sınırlar gözetilerek yürütülemez, ama bütün savaş böyle bir ikili bölünmeye son çözümde indirgenebilir. Metropol ülkelerde de asıl efendilerle sofra artıklarından istifade edenler arasında bir ayrım vardır. Türkiye'nin metropol ülkelerden biri olmadığı hususunda sanırım bir genel anlaşma temin edilebilir. Hiçbir gösterge Türkiye'nin dünya üzerinde yürürlükte olan sistemin karar mekanizmalarına yakın olduğunu ortaya çıkaramayacaktır. Ama acaba Türkiye bir müstemleke midir? Yani Türkiye'nin halini ve istikbalini tayin eden kararlar metropolde alınmakta ve yerli halktan sadece bu kararların uygulayıcıları birer ajan mı seçilmektedir? Hayır, denetlenen birçok yönü olmakla birlikte Türkiye açık veya örtülü bir müstemleke statüsünde değildir. Niçin diye sorulacak olursa bunun cevabı, “Türkiye müstemlekeleştirilmeye gerek duyulmayan bir ülkedir." şeklinde verilmek gerekecektir. Türkiye milli bünyesi içinden kolonizasyonu yerine getirecek unsurları çıkarmış ve korumuş bir ülkedir. Hiçbir iktisadi mesnede sahip olmadan ilerici olmak bu ülkede yaşayan bazı değerlere karşı çıkmak suretiyle mümkün olabilmiştir. Türkiye'de solculuk bir iktisadî tavır belirtmekten ziyade bir sosyal tercih ve bir siyasî yönelim olarak anlaşılabilmektedir. Türkiye'de insanlar arasındaki asıl ayrımın kolonizatörler ve diğerleri şeklinde konulmasının birçok şeyi doğru kavramada yardımcı olacağına inanıyoruz. Kolonizatörler başlangıçtaki alafrangalar idi, sonra ilerici oldular ve bugün onlara solcu denilmektedir. Bu sürekli değişen isimler gelecekte de değişme gösterebilir.
Sayfa 65
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.