İnsanlar olarak kabullenemediğimiz bir gerçek var…
Kabullenmek yerine kaçmayı ve hatırlamamayı yeğlediğimiz, her ne kadar kaçmak istesek te karşılaştığımız bir geçek: “Ölüm”
Emile Zola “Nasıl Ölünür” derken bize, aslında nasıl ölüneceğini değil bu gerçekle yüzleşeceğimizi anlatıyor. Çünkü bence: Ölümle yüzleşmek ölmek anlamına geliyor. Ölümü kabul etmek, ondan korkmamayı sağlıyor. Ölümle yüzleşen insanlar için geriye şunlar kalıyor.
Tanrı, herkesi öldürür. Ancak tıpkı hayatta olduğu gibi: “Herkesi adil yaşatmaz ve herkesi adil öldürmez…”
Bir burjuva ve fakir bir çocuk ölüyken bile eşit düşünülmez. Tabutlar ayırır onları;
Burjuva en iyi ağaçlardan yapılmış en süslü tabuta
Çocuk ise derme çatma tahtalara konulur…
Burjuva huzur içinde, çocuk karnı aç iken ölür.
Değişmeyen tek şey; “Her ölen unutulur. Unutulmayan ölümün kendisidir…”