Her şey düşüncede başlar!
Hayat doğduğumuz andan itibaren başlayan uzun bir yolculuktur. Bir yönüyle kendimizi, sosyal çevremizi, doğayı, yaşadığımız şehri, ülkeyi ve dünyayı tanımak ve anlamak için sürdürdüğümüz bir keşif yolculuğu. Bu yolculukta bazı insanlar büyük bir özgüvenle karşılaştığı birçok engeli aşarken bazıları da aşamıyor. Bazıları amaç ve hedeflerini gerçekleştirirken bazıları da yarı yolda takılıp kalıyor. Bazıları karşılaştığı sorunlara çözüm yolu üreterek yol alırken bazıları da o sorunların girdabından kendini kurtaramıyor. Bazıları sürekli endişe ve kaygıyla yaşamını çekilmez hale getirirken bazıları da cesaretle enerji biriktirip hedeflerine yürüyor. Bazıları küçücük şeylerde bile mutlu olmanın yollarını bulurken bazıları da dünya nimetleri içerisinde mutluluğu bir türlü yakalamıyor.
• • •
İşte 
Jack Ensign Addington, “ 
%100 Düşünce Gücü”nde bunun nedenlerini açıklıyor bizlere. O, özellikle kendimize güvensizliğimizin, baş edemediğimiz kaygı ve korkularımızın, kurtulamadığımız alışkanlıklarımızın, en küçük engelde takılıp kalışlarımızın altında “düşünce biçimi”mizin yattığını anlatıyor. Zihnimizdeki düşüncelerin bilinçaltımıza yavaş yavaş yerleşerek bir kalıp haline geldiğini ve yaşamımızı bir ömür boyu yönlendirdiğini belirtiyor. “Ne düşünüyorsanız o’sunuz” diyen Addington, eğer düşüncelerimizi ve bilinçaltımızı yönetebilirsek yaşamımızdaki tüm engelleri aşıp kendimizi gerçekleştirebileceğimizi dile getiriyor.
• • •
Addington’un da ifade ettiği gibi bir yaşam boyu sabah kalktığımız andan gece uykuya daldığımız ana kadar bir dizi seçim yapıyoruz. Düşünce dünyamıza göre mutlu olmayı da seçiyoruz mutsuz olmayı da. Endişeli ve kaygılı olmayı da seçiyoruz cesaretli olmayı da. Başarılı olmayı da seçiyoruz başarısız olmayı da. Aslında sabahtan akşama yaptığımız bu seçimlerin sonucunda “Önemli olan başımıza neyin geldiği değil, ona nasıl tepki gösterdiğimizdir.” Çoğu zaman günlük yaşamın telaşı içerisinde bunun farkına bile varamıyoruz. Tıpkı kitapta anlatılan bir kaymak kovasına düşmüş iki küçük kurbağanın öyküsünde olduğu gibi.
• • •
Kurbağalardan biri korku dolu ve derin bir aşağılık duygusuna sahip. Yoğun kaymağın içinde yüzmeye çalışıyor ama çok geçmeden vazgeçiyor. Kaymağın içinde nefesi kesiliyor ve boğuluyor. Öbür kurbağa ise o kovadan bir biçimde kurtulmanın yolunu arıyor. Boğulan arkadaşına bakarken, kendi kendine, “Bu benim başıma gelmeyecek!” diyor. Sonra ön ayaklarını kovanın içine yerleştiriyor ve arka ayaklarını kaymağın içinde oynatmaya başlıyor. Kısa zamanda altında bir tereyağı tabakası oluşuyor. O ayaklarının altında bu tabakayı hisseder hissetmez dışarıya atlıyor.
• • •
Doğrusu kitabı okurken yazarın verdiği yaşanmış örnekler, anlattığı anekdot ve hikâyeler insanı bir yandan eğlendiriyor bir yandan da düşündürüyor. Olay ve hadiseler karşısında “düşünce biçimi”nizi ve tepki verme şeklinizi gözden geçirmenize vesile oluyor. Getirdiği ilginç bakış açısıyla yaşam yolculuğunuzda farklı bir perspektif sunuyor. Kitabı okurken farkında olmadan dudaklarınızdan “evet yapabilirim!” sözcükleri dökülüyor. Velhasıl düşünce biçimimizi ve bilinçaltımızı yöneterek sorunlarımızın üstesinden nasıl gelebileceğimizin yol ve yöntemlerini anlatan bu eseri tüm okurlara, özellikle de kişisel gelişim kitabı okumayı seven okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
Düşünce deyip geçmeyeniz. Neden mi?
Bir düşünce eken bir eylem biçer.
Bir eylem eken bir alışkanlık biçer.
Bir alışkanlık eken bir karakter biçer.
Bir karakter eken bir kader biçer.
Keyifli okumalar dilerim!
··
2.471 görüntüleme
Güzel bir kişisel gelişim kitabı anlattığınıza göre. Mutlaka okumak isterim. Canı gönülden elinize sağlık. 🙋
Okumayı düşündüğüm fakat ertelediğim bir kitaptı.Kitap alışveriş listeme dahil ettim.Kargom geldiğinde okuyacağım ilk kitap bu olacak gibi.İncelemeniz için teşekkür ederim🤗📚
Mutlaka okumanızı öneririm.👍Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏📚
İncelemenizi okurken kendimi bir tanıtım bülteni okuyormuş gibi hissettim. Ve o kadar güzel anlatmışsınız ki sayenizde kitaplığıma bir kitap daha eklenecek, teşekkür ederim😊🌿
Çok teşekkür ederim.🙏
Keyifli okumalar dilerim.📚
1 sonraki yanıtı göster
İncelemeniz gerçekten güzel olmuş, okurken Amerika lıların yaptığı bir belgesel aklıma geldi. Evrene güzel ve olumlu mesajlar gönderin o mesajlar size geri dönecektir diyorlar ve somut delilleriyle ortaya koyuyorlar. Şu sıralar okumaya fırsat bulamasamda sizin gibi konunun özünü ve nokta alıntı yapan arkadaşları okumaktan keyif alıyorum. Elleriniz dert görmesin.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.