Haziran ayının üçüncü kitabı olarak Jack London’un Demir Ökçe’sini okudum. Jack London çok sevdiğim bir yazar. Okuyup beğenmediğim hiçbir kitabı olmadı. Demir Ökçe toplumsal yapı, siyaset ve ideolojiler hakkında müthiş tespitlerde bulunan ve övgüyü hak eden bir eser. Kitabı okurken çok rahatsız olduğumu ve kaygılandığımı söyleyebilirim. Çünkü kitabın anlattıkları ulaşılması imkansız olan bir ütopya, distopya vs değil içinde yaşadığımız dünyanın gerçekleri. Kitap bir roman olsa da bana göre çok değerli bir ders kitabı niteliğinde. Kapitalizm, sosyalizm konularında hiç bilgisi olmayan bir kişi bu kitabı okuduğunda kesinlikle aydınlanma yaşayacaktır. London’un yaşadığı dönemden 100 yıl sonra yaşasak da hala aynı düzenin devam ettiğini görebiliyoruz. Kitapta emekçilerin ağır şartlarda yetersiz ücretle çalışması, toplumdaki adaletsiz gelir dağılımı, orta sınıfın eriyip yok oluşu, çürümüş hukuk sistemi, halkı gerçeklere karşı uyarmak yerine uyutan basın, güçlü insanların sponsorluğunda yoksul halkı manevi olarak kontrol altında tutma görevini üstlenen ruhban sınıfı, kendinden başkasını düşünmeyen toz pembe bir hayal içinde yaşayan yöneticiler ve bütün bu olumsuz şartlara rağmen mücadelesini sürdüren cesur insanlar okuyoruz. Kitabı okuyup bitirdiğimde adeta dayak yemiş gibi oldum. Bu etkileyici ve uyandırıcı kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.

Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,9bin okunma

·

158 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Oğuz Çevik