Gönderi

413 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Yedigey'in Hesaplaşması
Okuduğum her Aytmatov kitabı birbirinden güzel. Gerçekten müthiş bir kalem, geç tanıştığım için çok pişmanım. Dediğim gibi kitapları birbirinden iyi ancak Gün olur Asra Bedel şu ana kadar okuduklarım arasında en cesur olanı. Sovyet sistemine sert eleştiriler getirmiş. Kitabın yazıldığı yıl olan 1980’de halen Sovyet rejimi devam etse de belli artık eski gücünde değil ve yazarlar ya da aydınlar eleştiri oklarını daha cesur fırlatabiliyorlar. Kitap bir taraftan Sarı-Özek bozkırında yer alan Boranlı köyündeki tren istasyonu çalışanlarının hayatlarını aktarırken diğer taraftan başka bir gezegenden gelen bir mesaj sonrası Sovyet-Amerika ortak uzay programı bir kaos ile karşılaşır. Yani kitap hem gerçekçi ögeleri barındırıyor hem de bilimkurgu ögelerini barındırıyor. Ama tabi ağırlıklı olarak Boranlı köyünün istasyon çalışanlarının hayatlarına odaklanıyor kitap. Kitabın konusu kısaca şu şekilde; 30 yıllık arkadaşı, meslektaşı, dert ortağı Kazangap’ın vefatı üzerine onu Kazak kültüründe kutsal olan Ana-beyit mezarlığına gömmek isteyen Yedigey’in yol boyunca hayatının gözünün önüne gelmesi bir nevi hem kendi ile hem de Sovyet rejimi ile hesaplaşma şekline gelir. Sovyet rejimi tarafından önce savaşa gönderilen Yedigey’in savaşın ardından kimsenin bilmediği, yaşayamayacağı deyim yerindeyse hiçliğin ortasındaki Boranlı köyü tren istasyonunda işçi olarak görevlendirilmesi ve o köyde başına gelenler adeta bir film izler gibi gözünüzün önünde canlanıyor. Bu esnada Dünya yörüngesinde bulunan uzay istasyonunda görevli iki kozmonot aniden kaybolur. Rusya ve Amerika’dan fırlatılan iki uzay mekiği kozmonotların başına ne geldiğini öğrenmek amacıyla fırlatılır. Kitabın kurgusundaki başarının yanında bir de doğa tasvirleri de çok başarılı. Adeta bir Nuri Bilge Ceylan filmi izlermiş gibi okuyorsunuz kitabı. Bozkırın sıcağını, soğuğunu, çıplaklığını, zorluğunu kitap boyunca yaşamamızı sağlamış Aytmatov. Yukarıda da belirttiğim gibi Sovyet rejimine sert eleştiriler var. Eleştirilerin odağı iki kısımda toplanıyor. İlki sistemin insanı duygusuzlaştırıp adeta makinalaştırmaya çalışması üzerine. Aytmatov bu eleştirisini Orta Asya mitolojisinin en önemli figürlerinden olan mankurtlaşma üzerinden aktarmış. Kitapta belirtildiği gibi bir mankurt artık bir insan değildir. İçine saman doldurulmuş bir korkuluktan, bir mankenden farksızdır. Dünya üzerinde itaatsizliği düşünemeyen tek varlık…Sovyet rejiminin yaratmak istediği inan prototipi. Eğer bu prototip olmasaydı Çernobil’de insanları bu kadar kolay ölüme gönderebilir miydi? İkinci eleştiri ise, sistemin kendine düşman yaratma çabası üzerine yoğunlaşmış. Kendi halinde yaşayan savaş gazisi Abutalip 2.Dünya Savaşı sırasında Yuguslav partizanlarla birlikte Nazilere karşı mücadele ettiği için sistem tarafından adeta dışlanır, yok olmaya itilir. Kendi halinde bir insan olan Abutalip sistem tarafından kendisine düşman ilan edilir. Belki de amaç Sovyet rejiminin insanlar üzerinde korku imparatorluğu kurmak istemesinden kaynaklanmaktadır. Bu kitap ile birlikte seçtiğim 4 Aytmatov kitabını da peşi sıra okumuş oldum. Hepsi birbirinden güzel ve etkileyici. Her bir kitaptan alacağınız tat ayrı. Cemile ile aşkı, Toprak Ana ile anneliği, Beyaz Gemi ile doğadan kopuşu ele almış Aytmatov. Adeta ilmek ilmek işlemiş bu konuları. Gün Olur Asra Bedel ise edebi olarak en az bu kitaplar kadar iyi ancak bu kitaplardan kesinlikle daha cesur bir dille yazılmış. Cengiz Aytmatov muhakkak okunması gereken bir yazar. Dün de ölüm yıldönümüydü. Bu vesile ile bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum onun için.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202175 okunma
··
188 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.