Gönderi

Güneş bulutlardan çıktı. Candan bir dost gibi ılık. Bütün bozkır önünde parlıyor. Otlar hazdan kımıldıyorlar. Toprak serin serin buğulanıyor. Karşılarda çıplak yayvan tepeler gebe kadın gibi uzanıyorlar. Onlara doğru yürüyorum. İçimde dolmak isteyen bir boşluk var. Hücrelerime kadar yayılan bir hasretlik duyuyorum. Zaman, gökyüzü ve bozkır.. Bu üç gerçek sonsuz, beni aralarında küçültüyor. Düşüncelerim duruyor. Büyük hüzünlerle besli hasretliğimi şimdi nasıl anlatmalıyım? Ben sadece bir küçüğüm, konum ise sonsuz! … Ama şu anda her şey güzel. Yağmurun altında toprak yumuşadı. Adeta "verir" oldu. Bütün yaratıkların hesabına seviniyorum."Toprak verirken, güneş verirken alın alacağınızı" diye bağırmak istiyorum. Bu yağmur serinliğinde bana her şey yakın geliyor. Kendimde bozkırı bir anda bozkırlıktan kurtarıverecek kuvvetler buluyorum.
Sayfa 18 - Varlık, 1952
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.