Kuva-yı Milliye’, aslında XX. yüzyılın gördüğü ilk ‘Halk Kurtuluş Ordusu’dur. Savaşın emperyalizme karşı verilişi, ‘ulusallık’ bilincini pekiştirmiş; Padişah ve Halife’nin emperyalizmle işbirliği, hareketin ‘demokratlaşmasını’ sağlamıştır. Mustafa Kemal, İstanbul’daki hükümete baş kaldırdığı zaman ‘ihtilâlci’; devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca, ‘inkılâpçı’dır. Devrim, anti-emperyalist kurtuluş savaşıyla eşzamanlı yürüdüğünden, ‘kurtarıcılığı’ ağır basmış, ‘devrimciliğinin’ gerçek boyutları gözden kaçırılmıştır.