Gönderi

Din , bundan böyle su götürmez bir biçimde savaş kaynağıdır. Benim kişisel yanıtım şöyledir. Savaşı kutsal bir görev ya da (kimi yerli Afrika kabilelerinde olduğu gibi) ritüel olarak gören din ile şiddetin her türlüsünü eleştiren, kınayan, reddeden, yok eden din arasında büyük bir fark vardır. Birincisinde, doğru olduğu söylenen merkez mesaj ile savaş açmak arasında uzlaşı söz konusudur. İkincisinde ise, dini mesaj ile savaş açmak karşıt noktalardadırlar, iktidarlar, aydınlar ve halklar savaşkan vaazlarla bir savaşın meşruluğunu şiddetle destekliyor olsalar bile, bu durumda inananların görevi, ilahi mesajın özünü anımsatmak ve radikal karşıcılıkların ve savaşa çağırmanın yanlışlığının altını çizmektir. Doğaldır ki, bu oldukça güçtür, inananlar, kendilerini böylesi bir sosyolojik durumdan sakınabilme yetisine sahip olmalı, aydınlara ve ayak takımına karşı durmak cesaretini gösterebilmelidirler. İşte, Hıristiyanlığın sorunu buradadır. Özünde "Tanrı, sevgidir; komşularımızı en az kendimiz kadar sevmeliyiz," düşüncelerini barındıran bir dinin nasıl olup da Isa aşkına asla aklanamaz, kabul edilemez savaşlara girişebildiğini anlayabilmem olası değildir.
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.