Gönderi

443 syf.
8/10 puan verdi
TANRILAR OKULU ÖĞRENCİLERİNE
Tanrılar Okulu’nu elime aldığımda kitap hakkında hiçbir fikrim ,hiçbir beklentim yoktu. Öneriler üzerine başlamıştım. İsmiyle ilgili çıkarımda bulunmaya çalıştım. Pagan dönemine ait mitolojik hikayelerin bile bulunabileceğini aklımdan geçirdim. Kitap hiç de düşündüğüm gibi çıkmadı. Sayfalar ilerledikçe bazı fikirleriyle nedense tasavvufun temeli olan Enel Hak kavramını aklıma getirdi. Kitaba göre Tanrı bizdik, yaşadığımız olgular ve kişiler bizim bütünlüğümüzden etrafa yayılan parçalarımızdı. Tanrılar Okulu’ndaki “okul” kelimesi ise bizim hayat yolculuğumuzda bir bütün olduğumuzu bize öğreten, aslında hatırlatan eğitim kurumunu temsil ediyordu. Hayat yolcuğunda bu bütünsellik ;yani tam olma kavramını ister kendin öğreniyorsun,ister yaşadığın rastlantısal ıstıraplarla dolu olan hayat zaten sana öğretiyordu. Ya hayatla uyum içinde vizyonunu geliştirerek yaşıyordun ya da hayat sana bunun farkına varmanı sağlıyordu. Kitapta sık sık adı geçen aslında içimizdeki uyumu, aklı, mükemmelliği, bütünselliği, içtenliği temsil eden Dreamer bize bir yol sunuyor: Adem’le cennetten kovulan ölümsüzlüğü kaybettiğini düşünen insanlığa bu dünyada cenneti yani ölümsüzlüğü yakalayabileceği bir yolculuk. Yapmamız gereken, ölümü ;bize dayatılanı kabul etmemek. Çok şükür ki bu yolu benimseyen, sonsuzluğa erişen insanlar da var .Zaten yaşadığımız tüm güzellikler ölümü kabul etmeyen kişiler tarafından oluşturuluyor. Dreamer’e göre toplumların kurtuluşu dışarıdan gelen bir müdahale ya da yardımla olmaz ;şartlar o anda toplumun lehine işlese de elbette o toplum vizyonunu geliştirmediği, uyum içinde yaşamayı öğrenmediği sürece er ya da geç en başındaki yokluk zamanına geri dönecektir. Yani bu kısmı özetlemem gerekirse dış dünyamız bizim düşümüzün maddeleşmiş ürünüdür. Parçalanmış, şiddete eğilimli benliğimiz şu an ya da daha sonraki bir süreçte karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız felaketlerin tüm sorumluluğu bize ait. O yüzden Dreamer çocuklara önce düşü öğretmeliyiz diyor. Ona göre sağlam irade fikrini önce onlara aşılamalıyız. Doğru ya da yanlış hepimiz bu parçalanmışlığımızı bir araya getirmek için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kimimiz dini ritüelleri yerine getiriyor, kimimiz huzuru sporda buluyor ,kimimiz yoga -meditasyon vb. şeylerle uğraşıyor. Dreamer’e göre insanların çoğu bağımlıdır. Ona göre bağımlılık düşün reddedilmesi; özgürlükten yoksunluğunu ve yaşamdan vazgeçişini gizlemek için insanların taktıkları maskedir. İnsan, yüklerini attığında; bilgeliğin kapısını çaldığında bağımlılıktan kurtulur ve özgürlüğün kapısını çalar. Ne yazık ki dünya bir şeylere bağımlı, korkudan ödü kopmuş insanlarla dolu. Dreamer varlığın yüklerinden hafiflemenin, özgürlüğe ulaşmanın ciddi bir emek istediğini ve var olmak, tam olmak için kendini yüreğinde tamamen bağışlamanın kendini yürekten sevmenin gerektiğini belirtiyor. Ona göre bir şeyleri sevmek de zaten önce kendini sevmekten geçer. Kitapta yer yer geçen etkilendiğim bölümlerden biri evrendeki her şeyin karşıtlıklar yasasına göre oluştuğunun belirtildiği bölümler oldu. Kitaba göre bize en çok acı veren olgular, kişiler bizi başarıya götüren itici güçler; üzerimizde en çok emeği geçen öğretmenlerimizdi. İnsanlığın gelişmesini sağlayan asıl güç kendisine karşı koyan Antagonist’ten yani karşıt güçten gelmekteydi. Zaman zaman aynı fikirleri tekrarladığı, dağınık halde verdiği için beni bunaltsa da beni etkileyen kitaplardan biri oldu. Birçok kısmının altını çizdim, beni en çok etkileyen alıntıları sizlerle paylaştım. Bu kitabı inceleme yazmadan geride bırakmak istemedim. Ben beğendim. Sizlere de keyifli okumlar dilerim.
Tanrılar Okulu
Tanrılar OkuluStefano D'Anna · Sinedie Yayınları · 20114,295 okunma
··
1 artı 1'leme
·
3.116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.