Gönderi

1 nisan Bir canlıyı öldürmek. Bedenine bıçağın sokulduğu an. Kanın sıcaklığı. O küçük iç çekme. Bunlar beni rahatlatıyor. 5 mayıs Bugüne kadar çok sayıda hayvan öldürdüm. Hep aynı şey, hep aynı şey. Üstelik cesetleri ortadan kaldırmak bir hayli vaktimi alıyor. 10 ağustos Hava açık ve güneşli. Çok güzel bir gün. Talyum tuzu satın aldım. Eczacı, bunun ne kadar tehlikeli bir madde olduğunun farkına bile varmadı. 11 eylül Annem kötüleşti. Bacağındaki ağrıdan yakınıyor. Oturduğu yerden kalkamıyor. 26 eylül Annemin vücudunda kırmızı lekeler oluştu. Nefes alması zorlaştı. Neden hastalandığını henüz kimse anlamadı. Yarın hastaneye kaldıracaklar. Sağlık sigortası olmadığını öğrendim. Bize pahalıya mal olacak. Ekim Dün gibi, bugün de fotoğrafını çektim. Ağabeyim yanımdaydı. “Ne kadar garip bakıyorsun, korktum” dedi. Sayfanın yan tarafında annemin fotoğraflarını görebilirsiniz. Ekim Teyzem dedi ki, annem hayaller görmeye başlamış. Var olmayan böceklerin üzerinde gezindiğini sanıyormuş. Kapıdan içeriye giren beyaz gölgeler görüyormuş. On altı yaşındaki Japon kızın hatıra defteri burada bitiyor. İnternetteki bloguna kaydettiği ve bütün dünyayla paylaştığı bu satırları, aralarında sınıf arkadaşlarının da bulunduğu, Japon olsun olmasın pek çok kişinin okuduğunu, sayfaya bırakılan okur mesajlarından biliyoruz. Hatta kendi bloglarında bu sayfaya link veren, olan biteni tartışanlar da oldu ve bu tartışmalar sürüyor. Japon kızın bloguna şu anda artık ulaşılamıyor ama, pek çok kişi kendi sitesinde hatıra defterinin tamamını hâlâ yayımlamakta. Ne acıdır ki, hayvan öldürmeye başlayan ve bundan zevk alan hastalıklı bir beynin varlığından haberdar olanların hiçbiri, insan öldürmeye doğru giden bu süreci durdurabilecek en ufak bir girişimde bile bulunmamış.
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.