Gönderi

“Dünya ile yaşam (hayat) birdir.” Bu önerme soruşturmamız için gerçekten çok önemli bir olanak sunuyor. Bu önerme bize öznenin anlamını aradığı ‘hayat’ın dünya ile (yani Varlık’la) aynı şey demeye geldiğini söylüyor. Böylece sorumuzun varlıkla ilgili bir soru olduğunu fark ediyoruz. “Ben dünyamım” önermesiyle de varlıkla olan ilişkimizin bizzat ‘ben’ aracılığıyla kurulabileceğini anlıyoruz. Bu görüşün daha açık bir dile getirilişine de Schopenhauer’ın İstenç ve Tasarım Olarak Dünya kitabının ilk önermesinde rastlarız: “Dünya benim tasarımımdır.” Bu tasarım felsefe ile soyut bir bilinç haline getirebilmesi açısından yalnızca insana özgüdür. Yani her tasarım mutlaka özne ve nesneye bölünmüş bir biçimde olabilir ve ancak böyle düşünülebilir. Dolayısıyla dünya tasarım olarak özne karşısında sadece nesnedir; başka deyişle: Algılayanın görüşüdür. Peki buradaki ‘ben’ nedir? Bu soruya kısaca şöyle cevap veriyorum: “Her insan zamansal bir süreçtir.” ‘Ben’ de bu sürecin bilincinde oluş ve onun dille tasarımlanmasıdır.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.