Gönderi

64 syf.
3/10 puan verdi
Kahramanımız, duyduğu taşkın merakla Paris’in nehir gibi akan kalabalığına karıştığında kentin ona nasıl sürprizlerle yanıt vereceğinden habersiz görünüyor. Oturduğu bir cafede insan profillerini incelerken birden gözüne farklı bir profil takılıyor ve büyük bir merakla gözleriyle onu takip ediyor kimi zaman empati kurup kimi zaman büyük bir heyecan duyuyor. Ve artık olduğu yerden kalkıp onunla beraber atıyor adımlarını ve uzun bir takibin ardından beklenmedik bir karşılaşma gerçekleşiyor. •O artık benim için bu zalim dünyadaki sayısız yoksul, itilmiş, hasta, perişan insandan biriydi ve birdenbire ona merakın ötesinde bir ilgiyle bağlandığımı hissettim. •Çıplakken, üşürken, uyurken, yorgunken, acı çekerken, kısacası fani yaşamın tüm ortak biçimlerinde insanlar arasındaki adil ya da adaletsiz, saygıdeğer ya da suçlu gibi yapay sınıflandırmalar ortadan kalkar; geride senin, benim gibi acıkan, susayan, uykusu geldiğinde uyumak isteyen, yorulan zavallı hayvandan, fani yaratıktan başka bir şey kalmaz. •Çünkü biz insanlar böyleyizdir. Önemli konularda nazik, düşünceli hatta merhametli, planlarımızı yaparken cesur ve atılganızdır, ancak başkası söz konusuysa, o kişinin yardımımıza muhtaç olduğunu bilsek bile aramızdaki o ince çizgiyi aşmaya karar vermekte güçlük çekeriz, cesaretimiz kırılır, aciz kalırız.
Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
Bir Zanaatla Beklenmedik KarşılaşmaStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 20236,7bin okunma
·
553 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.