Gönderi

Ancak, Atatürk'ün ölümünden sonra şiddeti artan "lider kültü" (ebedi şef vb) tuhaf bir şekilde, dogmatik bir düşünce yapısı yaratmaya başladı. Aydın kesimin büyük çoğunluğu zaten Kurtuluş Savaşı yıllarından beri anti-liberal tavırdaydı. Sonraki yıllarda Almanya ve İtalya'da yükselen (Doğu Avrupanın tamamını da derinden etkileyen) faşizm buradaki düşünce yapısına en uygun düşen ideolojiydi. Böylece, Atatürk'ün "dogma" haline getirmemeye çalıştığı "Atatürkçülük, kendi içinde bir teori, bir epistemoloji, bir metodoloji taşımaksızın bir dogma haline geldi. Bu epey paradoksal bir gelişmedir.
·
249 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.