Dr. Jekyll ile Bay Hyde gibi yine düşlerinden çıkarmış olduğu ve birkaç saat içinde yazmış olduğu bir kitaptır.
“Yarımada Savaşı (1808-1814) sırasında İspanyol ordusuyla birlikte savaşırken yaralanan genç bir İskoç subayı hastanede tedavi gördükten sonra hava değişimi için yoksul düşmüş soylu bir ailenin evine pansiyoner olarak yerleştirilir. Orada kendini akla hayale sığmayacak olayların içinde bulacaktır.”
Doğa ile iç içe olsa dahi kasvetli bir mekana ve lanetli bir aileye yer verilmesinden dolayı
“Gotik Edebiyat”ında yer edinmiştir.
Doğa betimlemelerine çok fazla yer verilmiş, yalın bir anlatıma sahiptir.
Fantastik bir öykü olmasına rağmen araya tutkulu bir aşk serpiştirilmiş olduğunu fark ettim. İnsanın geçmişiyle bir alakası olmasa bile geçmişin peşini bırakmadığına da değinir.
“...hepimiz bizim olmayan bir geçmişe katlanmak ve kefaretini ödemek zorundayız...” (s. 52)
Kitap, okuduğum sırada aklımda çok fazla soru işareti oluşturdu ama bu sorulara cevap bulamadım. Bana eksikmiş gibi geldi o yüzden keşke biraz daha uzun olsaymış diye düşündüm. Sonu ise biraz havada kalmış. Gerçi yazarın gördüğü düşü yazdığını düşünecek olursak ilginç bir eser. Çerezlik niyetine okunacak bir klasik. Okurken sıkmıyor, zaten 53 sayfa olmasından dolayı okumaya başladığınız an bitirebilirsiniz.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde kadar etkilemese de ilginç bir öyküydü.
Yazmaya devam edersem spoiler vermeye başlayabilirim. :)
O yüzden okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim...
OlallaRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,889 okunma