Nazi kampında esir olan bir psikiyatrist, ölümün soğuk nefesini ensesinde hissederek yaşamın anlamını sorgular. Esirlere atılan bir sigara için birbirini öldürebilecek raddeye geldiklerini gözlemler. Çoğu, zaten burada geberip gideceğim en azından bir sigara içeyim düşüncesindedir. İnsan çektiği acılara bir anlam yüklendiğinde acının bir önemi kalmıyordu, diyor. Bu yönde Dostoyevski'nin bir sözüne yer veriyor: "Beni en çok üzen şey çektiğim acılara değmemesi." Kitabın bir çok yerinde de Nietzsche'nin sözüne vurgu yapıyor: " Beni öldürmeyen şey beni daha güçlü yapar." Psikanalizin iki büyük ekolü Frued ve Adler'in arasında çatışmalar vardı.Freud, bireyi kendi kişilik yapısı içersinde incelerken, Adler; insanı diğer bireylerle kurduğu ilişkiler ve toplumsal çevresi ile etkileşimi içinde değerlendirir. İlk kez insanı çevresiyle beraber ele almıştır. Bu yönüyle Adler'in ilk sosyal psikolog olduğu söylenir. Viktor E. Frankl ise"logoterapi" (anlam terapisi) adını verdiği bir ekol kurar. Freud insanlarin acliktan ölmek üzere olan insanların benzer davranışlar göstereceğini ileri sürer. Oysaki Frankl, toplama kampındaki esirlerin bazılarinin domuz gibi bazılarının da aziz gibi davrandiklarina şahit olmuştur. Kitap, insanı kuvvetlice sarsarak uyandırıyor ve anlam yolculuğuna çıkarıyor.

İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335 okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehmet