Not: türklük ideolojisi = kemalizm demek değildir. Kemalizm olmadan da türklük ideolojisi (daha güçlü, agresif veya güçsüz) yaşayabilir çünkü atatürkten önce de ittihat ve terakki, ziya gökalp gibilerle temellendirilmişti zaten. Kemalizm sadece türklük ideolojisinin bana göre en güçlü damarıdır. Ama YÜCESİ değil. Türklük ideolojisinin yücesi devlettir. Türklük ideolojisine inananların dini, imanı, mutlağı, allahı,"baba"sı, kutsalı, devlettir. Bu yüzden anarşizm amaç olduğu kadar araç olarak da bu ideolojiye karşı iyi bir yoldur.
2.not: Kürtlerin kadim geleneği ve adetinin özgürlük olduğu mevzusunu dile ve dine bakarak genişletebiliriz: önce dine bakarsak, yezdanizm yani melekçilik (Alevi, Ezidi, Yaresan, Mazdeki vs) dininde İzady'e göre her zaman bir isyan, itaatsizlik ve tabiiyetsizlik geleneği vardır. Ezidilerin dünya malının ortak kullanılması gerektiği düşüncelerini bilen bilir. Yezdanizmin özü için İzady "eter" yani ışık olduğunu söyler. Bu tek tanrılı dinlerde de mevcuttur; mesela İslamiyete melek cebrail, peygambere ışık olarak görünür. Eter kelimesi yanılmıyorsam tanrıça İştar'dan (yunanca Astartre) Kürtçe stêrk (yıldız) kelimesine kadar uzatılabilir. Hâlâ Yaşlıların "Ya Star" dediği bilinir. Dil konusunda, "DA" (vermek) köküne bakmak yeterlidir. Dayik (anne demektir, Kürtlerin anaerkil bir halk olduğunu bilen bilir), Xweda (yaratıcı demektir, kendini veren, kendinden veren anlamlarına tekabül eder), Xweza (Doğa demektir, z ve d değişimi vardır, Xweda gibi kendinden veren, kendini veren anlamındadır, ayrıca iki kelimenin-xwe, xweda, xweza-benzerliğiyle analoji yaparsak Spinoza'nın tanrısına, en-el Hak meselesine ve upanishadlar'daki atman ile brahman'ın kesișimine kadar dayandırılabilir), Dar (ağaç demektir, R harfi hint-avrupa dil ailesinde "akış"a tekabül eder, ağaç da yavaş da olsa yukarı doğru "akar", "verir" görünür. DA köküyle ilgili bir analoji daha yaparsak anarşizmdeki karşılıklılık kavramına dayandırılabilir, Mülksüzler kitabındaki "vermediğiniz şeyi alamazsınız" sözünü hatırlayın. Dil, din ve coğrafyaya bakılırsa Kürtlerin özgürlük adeti çok daha iyi anlaşılır. Peki neden hep ezilmiş ve baskı altında kalmışlar vs diye sorulabilir. Özgür olmak, tutsak etmek ya da hüküm ve zulüm etmek demek değildir. Fredy Perlman "Er Tarihe Karşı Leviathana Karşı" kitabında Kızılderililer için şöyle der: "Eğer zafer direnişçilerin işgalcilere benzemesine bağlıysa, direnişçiler zafere sırtlarını döner ve yenilgi yaşamadan dağılırlar." Aynı şey Kürtler için de geçerlidir.