Gönderi

Madde Dört’ün anlamı, bundan böyle hiç yeni kitap yazılıp basılmayacak olması, öyle değil mi?” “Evet,” dedi Mouch. “O demek. Ama kitap yayıncılığı için bir istisna da yapamayız. O da her sanayi gibi bir sanayi. Hiç yeni ürün yok dedik mi, hiç yeni ürün yok demektir.” Lawson, “Ama bu manevi bir konu,” dedi Sesinde rasyonel saygı değil, bâtıl bir korku vardı. “Biz kimsenin maneviyatına bulaşmıyoruz. Ama kitabı kâğıt üzerine bastığın anda, o da maddesel bir mal oluyor. Bir mala istisna tanırsak, ötekileri hizada tutamayız, hiçbir şeyi yerine oturtamayız.” “Evet, doğru, ama...” “Korkaklık etme, Gene,” dedi Dr. Ferris. “Bir takım güceniklerin imtiyaz istekleriyle başımıza çökmesini, tüm programımızı mahvetmesini istemezsin, değil mi? Şu anda ‘sansür’ kelimesini ağzına aldığın anda, hepsi ‘katil var’ diye avaz avaz çığlığı basarlar. Buna hazır değiller...henüz. Ama maneviyatı bir yana bırakır, bunu basit maddesel bir konu hâline getirirsen...fikirlerle ilgili değil de, kâğıtla, mürekkeple, matbaayla ilgiliymiş gibi ele alırsan, amacına çok daha kolay ulaşırsın. Tehlikeli şeylerin yayınlanmamasını, duyulmamasını sağladın mı, maddesel konu için hiç kimse hır çıkarmaz.”
Sayfa 737Kitabı okudu
·
208 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.