Gönderi

Isaac Newton ve Tanrı
Newton’a göre Tanrı hakkında bilgi edinmemizin iki yolu vardı, birincisi kutsal kitaplar, ikincisi de Tanrı’nın diğer eseri olan doğa. “Tanrı eserleri aracılığıyla bilinir.” sözü Newton’un bilim felsefesini özetlemektedir. Newton, hayatı boyunca, Evren’e objektif bir biçimde baktığımız zaman tasarım göreceğimize ve bu tasarımdan Tanrı’yı bulacağımıza inanmıştır. Dolayısı ile Newton günümüz felsefecilerinin “tasarım kanıtı” dedikleri “Tanrı varlık kanıtı”nı savunmuştur. Daha üniversite öğrencisiyken canlılardaki simetrinin şans eseri açıklanamayacağını, ancak bir tasarım eseri gelişebileceğini savunmuştur. Bentley’le mektuplaşmaları sırasında Newton, Güneş sisteminin yapısının ancak üstün bir yaratıcı ile açıklanabileceğini söylemiş, aynı görüşü devrim niteliğindeki Principia’nın “Genel Açıklama” bölümünde de tekrarlamıştır. Ona göre Güneş sisteminde aynı yönde, eliptik yörüngelerde hareket eden gezegenler ve özellikle de kuyruklu yıldızlar büyük bir Matematikçi ve Mekanikçi’yi işaret etmektedir. Ancak Newton’a göre Tanrı Evren’deki yasaları yaratıp çekilmemiştir, hâlâ aktiftir ve Evren’e müdahale etmektedir. Newton’un yerçekimi teorisine göre bütün cisimler birbirini çekmektedir. Doğal olarak Newton’un aklında şöyle bir soru canlanıyordu, neden her şey bir noktada birleşmiyor, Evren sabit duruyordu? Newton’a göre bunun olmasını Tanrı engelliyordu, devamlı olarak gökcisimlerini birbirinden uzakta tutuyordu. Dolayısı ile Newton, yerçekiminin hem Tanrı’nın var olduğunu, hem de Tanrı’nın devamlı olarak Evren’de aktif olduğunu gösterdiğini düşünüyordu.
Sayfa 17
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.