Gönderi

”Bir fırtına esti, vebaya tutuldum, hâlâ hastayım”
Onu pataklamaya gittiğim halde yanında kaldım. Bir fırtına esti, vebaya tutuldum, hâlâ hastayım; benim için her şeyin sona erdiğini, bir daha da başlamayacağını biliyorum. Böylece bir dönem kapandı. O aralık, sanki inadına; benim gibi kokozun cebine üç bin kâğıt düşüverdi. Soluğu Mokroye’de aldık; buradan yirmi beş verst tutar. Çiganlar, çigan kızları, şampanya gırla gitti... Herifleri şampanyaya, karıları, kızları paraya boğdum. Üç gün sonra sen sağ ben selamet, metelik kalmadı. Bir şey de elde edebildim mi dersin, ne gezer! Zerre koklatmadı... Ama ne kusursuz vücudu var! Haspanın bacağından, sol ayağının serçe parmağından bile belli oluyor. Gördüm, öptüm ama o kadar, yemin ederim böyle, “Kokozsun ama, istersen varırım sana,” dedi. “Beni dövmezsen, isteğimi yapmama izin verirsen seninle evlenirim belki...” Hem söylüyor, hem gülüyordu. Şimdi de gülüyor.
Sayfa 153 - Dimitri Fyodoroviç
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.