Yığınla satır arasında kaybettiğin ne varsa, işte o aradığın ve seni senden edecek, seni sen edecek ne ise ara!” Bardak ağzına kadar dolmuş, bir dokunuş beklemekte. Okumakla aradığın ne ise ve nereye ulaşmak istiyorsan ve fakat o şey çok uzaklardaysa… Üstüne üstlük kelimeler gözünün önünde kanatlanmayıp üst üste binerek ruhunu da tıkamışsa… Kapat kitabı! Okunacak çok şey var! Aç kendini! “İnsana sığabilene âlem, âleme sığamayana insan denir.”7
Uçsuz bucaksız semalar içinde sonsuzluğu duyumsa! Her baktığın hikmet, her okuduğun kitap olsun. Yeryüzü Hakk’ın işaretleriyle dolu muazzam bir kitaptır. Sen de katıl o kâinat kitabına. O kitabın içinde bir minik harfsin nihayetinde.
“Neden göğe kuyunun içindeki sudan bakıyorsun? Gözünde şaşılık mı var? Çevir gözünü yukarıya, bak gökyüzünde pırıl pırıl bir ay var!”8
Yıllarca deniz hakkında okumuş olsan deniz görmemişsen bildiğin şey deniz mi olur? Renkleri, sesleri, şekilleri, duruşları, oluşları … ile kainat muhteşem bir ilham tarlasıdır. Kürreden zerreye kâinattaki her şey okunmaya namzettir. O vakit okunacak çok şey var. Satırlar ortalıkta dolanıp duruyor. Bütün uyanışları kitaplardan beklemek ne büyük gaflettir.9
7) Muhammed İKBAL
8) Mevlana Celaleddin Rûmi
9) Şirin, UYGAR.