En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
(Hasan Âli Yücel’in, Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ne taşınırken yazdıkları)
Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? Olamaz. O bir cihandı. Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? Biliyor musun? Bilemezsin! Anlayamazsın. Sen bu
Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– Son sözün nedir?
Der ki:
– Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur.
Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir zaman
Bir güzel at durdukça gider
Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça
Askerim, benim ağzım kuşlardan.
Güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan
Dalları sormuyorum dallardan daha iyi
Yüzümü istiyorum bir suvari alayından
Ne yapsam istiyorum, ama istiyorum
Bir kişi bile değilim yalnızlıktan.
Bir kişi bile değilim yalnızlıktan
Gözlerim ormanlara asılı
Ağaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan
O kadar geçiyorlar ki, sadece duruyorum
Bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan.
Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir zaman.
“Saygı, itaat değildir. Problemli çocuklar yoktur. Problemli ebeveynler, problemli öğretmenler, çok problemli okullar, çok problemli toplumlar vardır. İnsanın kendisi olmasına izin ve imkan barındırmayan aidiyetler gerçek aidiyetler değildir, sömürüdür. Kendi yaptığınız, başardığınız herhangi bir şeyi düşünün. Bunu aileniz sayesinde değil, ailenize rağmen yaptığınızı göreceksiniz.”
, evde, geceleyin
Ya da uzakta bir yerde, neresi olursa olsun,
havlarken köpekler,yalarken kendi göz yaşlarını
Senin soluğundur duyduğum ses.
Selam Oza!
Nasıl bilebilirdim, sinik ve gülünç
Bir kişi gibi, ürkerek giren bir göle,