Gönderi

Ahlakın Kalıcılığı Sosyalleşme ile Mümkündür
Ahlâk ve değerlerin olması kadar onların kalıcılıklarını da önemsemeliyiz. Bu sebeple, toplumsallık, ya da ahlâk ve değerlerin sosyal katmanlarda kabul görmesi, hangi değer olursa olsun onun yaşama şansını uzatan bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. O yüzden 'ahlâkî değerler, ferdî değer hâline sosyalleşme ile geçmektedir. Hem değerlerin kalıcı olması adına, hem de değerlerin ferdi yetenek hâline gelebilmesi hedefiyle sağlıklı bir sosyalleşmenin temini gereklidir. Bunu sağlayan etmenlerin başında gelen din olgusunun ahlâk üzerinden ilerleyen bir çabasının olduğunu müşahade etmekteyiz. Yani dinlerin inanç, ibadet ve muamelât adı altında dile getirmiş oldukları her şey, esasında kalıcı ve etkin bir ahlâk kümesinin kazanımı adını söylenmiş şeylerdir. O kadar ki, dinler, toplumsal görünürlüklerini ilk başta ibadetler üzerinden sağlasa da, kalıcılıklarını müntesiplerinin ahlâkî gücü üzerinden temin etmektedirler. Yaşayan dinlerin bu vasfı hedefleyen son derece etkileyici bir dilinin olduğunu da unutmamalıyız. Çünkü ahlâkı olmayan bir dindarlığın, hem sahîh bir dinin yanından geçme ve hem de kitlelere umut verme şansı bulunmamaktadır. Ne gariptir ki, insanı eğitmesi ve başkalarına köle olmaktan kurtarması gereken dinsel vurgular, kişisel yaşam kodlarından çıkıp grup dinamiği üzerinden kitlelere taşındıklarında, belli yapılar üzerinden ahlâk ve amaç dışı kümelenmelere hatta menfaat odaklarına da dönüşebilmektedirler. Gelinen bu durumda dinsel ifadelerin, yaptırım gücünü büsbütün kaybederek ahlâksızlığın görece ahlâk olarak addedildiği samimiyetsiz bir dindarlığa dönüşme tehlikesi bulunmaktadır.
Sayfa 67
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.