Dünya geneline bakıldığındaysa, 60’ların başında ABD’de siyahların ırkçılık karşıtı sivil haklar mücadelesi, aynı dönemde Fransa’nın Cezayir’ de yürüttüğü katliamlara karşı büyüyen tepki, 1965’te ABD’nin Vietnam işgalinin ardından gelişen savaş karşıtı hareket, özellikle öğrenci gençliği, içinde yaşadıkları ‘refah toplumu’nun nasıl bir ahlak dışı zemin üzerine kurulduğunu sorgulamaya yöneltti.
Kişiye özgürlük alanı tanımayan; yaşlı, geri kalmış ve temsilci kurumlarıyla bireyi karar süreçlerinin dışına iten,daha fazla tüketmek dışında herhangi bir seçenek sunmayan sistem, Batı toplumlarının özellikle eğitim görmüş genç kuşaklarında başka türlü bir hayat ve dünyanın mümkün olabileceği düşüncesini en uç noktasına kadar kışkırttı.