Orhan Pamuk’un Galip ve Celal adlı iki karakterin üzerinden Şeyh Galib’in Mevlana’ya öykünmesini ve ona benzemesini, dönüşmesini anlattığı postmodern, karanlık bir destan. Galip, kaybettiği Rüya’nın ve sonrasında Celal’in peşinden giderken biz, Galip’in dönüşümünü izleriz. Bir yandan da, kılık değiştiren İsmet Paşa, Bedii Usta’nın mankenleri ve Şehzade hikayesi üzerinden dönüşümün, taklidin ve başkası olmanın hikayesini izleriz. Daha Boğazın Sularının Çekildiği andan itibaren, Orhan Pamuk karanlık, değişen ve dönüşen bir dünyaya bizi çeker ve tüm kitap boyunca kendisi değil de, başkası olmak için çırpınışı ve çabayı görürüz. Hem roman tekniği, hem içeriği hem de mesajı itibariyle Türk edebiyatının zirvesidir bana göre.