Hepimiz birer Martin Eden’ız aslında. Ait olmadığımız bir sınıfa sızmak, bizden büyük olduğunu düşündüğümüz o büyük hayale, metaya, eşyaya ya da o derin sandığımız, büyük bildiğimiz o şeye sahip olmak için çabalarız. Elde etmek için koşar, çabalar dururuz. Ancak elde ettiğimiz şeyin, aslında aradığımız şey olmadığını fark ettiğimizde, tıpkı Ruth’un dev aynasındaki görüntüsünün yıkılışı gibi, hayallerimiz yıkılır. Martin’in kendini sulara bırakışı, aslında bir kandırılmanın, insanın kendi kendisini aldatmasının acı bir bedelidir.