Daha önce hiç öldünüz mü?-Spoiler içermez-
Ölümcül bir hastalığa yakalanan ve yakalandığının farkında olan İvan İlyiç’in düşünce dünyasında gezindiğiniz, okudukça ölümü dair sorulan sordurtan, felsefi ve psikolojik yönü zengin bir Tolstoy kitabıdır bu kitap. Sorulan soruların bazıları şu şekildedir:
-Ölümü ne sıklıkla hatırlarız?
-Öleceğimizi ne kadar kabulleniriz?
-Son nefesimizde, yaşadığımız hayattan, kendimizden, yaptıklarımızdan, ömrümüzü harcayış şeklimizden memnun olacak mıyız?
-Öldükten sonra bizi bekleyen nedir?
-Ölüm duygusu nasıl hissettirir?
-Ölmek yaşamaktan iyi midir?
-Öldüğümüzde kalanlarımıza ne olur?
İvan İlyiç, nedense çok içselleştirdiğim ve kendime yakın bulduğum bir karakter oldu. Soluk, heyecansız, tek çizgide ilerleyen bir hayata sahip; işini hayatının merkezine koymuş, insan ilişkilerine işi kadar değer vermemiş, mutsuz bir evlilik yapmış, sert biri İvan İlyiç. Aynı zamanda bir hukukçu. Yer yer, neredeyse tüm hukukçuların hayatları boyunca düşündükleri, sorguladıkları, eleştirdikleri meseleleri dile getiriyor.
Sert biri dedim ama ölümle burun buruna gelince o sertliğinden eser kalmıyor. Hayatı boyunca herkesin saygı duyduğu, ayağa karşıladığı, ceketini düğmeleyip önünde el pençe divan durduğu; burnundan kıl aldırmayan o adam, ölümüne yakın kendi başına lavaboya bile gidemez olup, ele avuca düşüyor. Ve ölüm korkusunun perçinlediği yalnızlık öyle bir yakıyor ki canını, sonunda dayanamayıp hüngür hüngür ağlıyor. İşte ölüm insanı böyle yapıyor…
Kitap, başından beri okurken zevk aldığım bir kitap oldu ama son bölümde, o ölüm anının anlatıldığı kısımda nasıl coştum anlatamam. Yazar aldı uçurdu beni. Tüylerim diken diken oldu ve hatta gece rüyamda cenaze bile gördüm. Düşünün ki okuduğum satırlardan ne derece etkilenmişim...
Muh-te-şem bir kitaptı. Yazarından dolayı beğenmeyeceğimi düşünerek başladığım ama beklemediğim kadar çok beğendiğim, önyargılarımı fırlatıp atan bir kitaptı. Tolstoy, beni şaşırtıyor ve onunla ilgili hemencecik sabit bir fikre varmama engel oluyor. Onu tanımak 1-2 kitapla olacak şey değil belli ki. Okumaya devam o halde. Görüşmek üzere:)