Gönderi

Mazlum halkımızı daha iyi özetleyen bir pragraf olamazdı. Üşenmeyin, okuyun!
Kuşkusuz, başka bir konudan, yeni çıkan bir kitaptan, bir yönetmenden, savaştan ya da başka şeylerden konuşabilirlerdi; oysa zaman zaman, gerçek tek sohbetleri paraya, konfora, mutluluğa ilişkin olanlarmış gibi geliyordu onlara. O zaman sesler yükseliyor, gerilim daha da artıyordu. Konuşuyorlardı, bir yandan konuşurken bir yandan da olanaksız, ulaşılmaz, sefil yanlarını yeniden hissediyorlardı. Sinirleniyorlardı; çok fazla konuşma konusu oluyorlardı; birbirleri tarafından üstü örtülü olarak, tartışma konusu edildiklerini hissediyorlardı. Tatil, yolculuk, daire tasarıları kuruyorlar, sonra da onları büyük bir öfkeyle yıkıyorlardı: en gerçek yaşamları var olmayan, dayanaksız herhangi bir nesne gibi, gerçek yüzüyle ortaya çıkıyormuş gibi geliyordu onlara. O zaman susuyorlardı, suskunlukları kin dolu oluyordu; yaşama kızıyorlardı, zaman zaman da birbirlerine kızma zayıflığını gösteriyorlardı; heder edilmiş öğrenimlerini, çekicilikten yoksun tatillerini, pek parlak olmayan yaşamlarını, tıklım tıklım dolu dairelerini, gerçekleşmesi olanaksız düşlerini düşünüyorlardı. Birbirlerine bakıyorlar, birbirlerini çirkin, kılıksız, keyifsiz, asık suratlı buluyorlardı. Yollarda otomobiller yanı başlarından ağır ağır akıyordu. Alanlarda, ışıklı reklâmlar birer birer aydınlanıyordu. Kahvelerinön kısımlarında insanlar mutlu balıkları andırıyorlardı. Dünyadan nefret ediyorlardı. Yürüyerek yorgun argın evlerine dönüyorlardı. Tek sözcük konuşmaksızın yatağa yatıyorlardı
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.