Bir han vardı, ihtiyar, şen bir han
kadim, boz bir dağın eteğinde,
Ve burada öyle bir bira mayalarlardı ki
Ay' daki Adam bile indi yeryüzüne
bir gece payına düşeni içmeye.
Seyisin çakırkeyif bir kedisi vardı
beş telli bir keman çalan
Kemanın yayını sallardı bir aşağı bir yukarı
Kâh tiz perdeden çığırır, kâh pesten gıygıylardı
Kimi zaman da sürterdi ortadan.
Hancının minik köpeği
pek severdi latifeyi,
Konuklar ne zaman neşelense aralarında
Kulak kabartır bütün şakalara
boğuluncaya kadar gülerdi.
Bir de boynuzlu inekleri vardı
bir kraliçe kadar mağrurdu;
Fakat müzik döndürürdü başını bira kadar
Püsküllü kuyruğunu durmadan şallar,
ve yeşillikte oynar dururdu.