“Bilge Karasu’nun yaşamına ilişkin çok az şey var elimizde: birtakım tanıklıklar, ayrıntılar, anlar, anılar, bir yaşamın rastlantısal parçaları… Bunların her biri birer tuzak aslında; her biri birer pusu, imge. Karasu’nun, yaşamında ve yapıtında, yaşamını ve yapıtını oluşturan tüm bu ögelerle uğraştığını, onları birbirlerinin yerine geçirerek anlamsız kıldığını, içleri boşalan sözcükleri bu kez başka imgelerle doldurduğunu düşündükçe yeniden onlara dönmenin ne kadar zor olduğu da kolayca görülüyor.”