Gönderi

ilk gününden zamanımıza kadar, İslam toplumlarında, yönetici hanedan üyeleri dışındaki kişiler için, irsi unvanlar, hiçbir zaman soyluluk mertebesi olmamıştır. Çok sınırlı ve yerel geçerliği aşamayan bazı kuraldışı durumlarda ise bu unvanlar hukuken değil, adap erkan gereği kullanılan terimler olmanın ötesinde bir anlam ifade etmemiştir. Fakat İslam ayrıcalıkları reddetmişse de, eşitsizliği kabul etmiştir; bazı durumlarda bunu zorunlu da kılmıştır. Hukukun tesis ettiği ve teamülün yüzyıllar boyu devam etkisi ile pekiştirilmiş ü. tür eşitsizlik, bu açıdan, özel bir önem taşımaktadır: Efendi ile köle, erkek ile kadın ve Müslüman olan ile Müslüman olmayan kişi arasındaki eşitsizlik. Bu üç eşitsizlik, elbette ki, birbiriyle örtüşebilen ya da bazı örneklerde birbiriyle kesişebilen üç yarı eşitsizlik sınıflnadırması oluşturmaktadır. Bunlardan birine ya da ötekine girmek-girmemek ve bu durumun uygulamada getirdiği sonuçlar zamana ve yaşanılan yere göre değişmekteydi.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.