Kitap 2013 yılında tüm dünyayı kavuran bir veba salgınından yıllar sonrasını anlatıyor. Hızlı bulaşan, kuluçka süresi olan, vücuda girdikten sonra en geç iki saat içerisinde kişiyi öldüren, kurtulanın görülmediği bir veba çeşidi bu. Veba hastalarının yüzünün aniden kızarmasından ötürü ismi Kızıl Veba. Hastalığın yayılmasından sonra ise bir anda kaos baş göstermiştir. Zenginliğin, statünün ve bildiğimiz dünyanın yok olduğu bir devirde kalan bir avuç insan tekrar kabile yaşamına dönmüş, medeniliğini bir yana bırakıp vahşileşmiştir. Hayatta kalma mücadelesi onları sertleştirmiş ve her yeni nesille daha da gerileşmişlerdir. Medeniyetin, eğitimin, şehir hayatının son tanığı Granser bildiklerini torunlarına aktarmaya çalışsa da söyledikleri onlara anlamsız gelmektedir. Kızıl Veba, yazarının yüzyıl sonrasına dair yaptığı tespitlerle sizi etkileyen bir kıyamet senaryosu. Jack London 1912 yılında yayınlamasına rağmen 2000li yılları çok iyi betimlemişti. Nüfustan tutun da sosyal yapıya kadar bir çok isabetli tahmini vardı. Özellikle günümüzde korona gibi evrensel bir virüs varken işlerin ne kadar korkunç olabileceğini okumak dehşet vericiydi. En ufak bir deprem veya afet anında olduğu gibi kitapta da yağmacılar ve başkalarına zarar vermek isteyen insanlar vardı. Hala okumadıysanız tavsiye ederim️

Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202033bin okunma

·

91 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Whocanread