Albert Camus sever olarak bu romanı okurken keyif aldığımı çekinmeden söyleyebilirim. Kitabın ismi, kitabın içeriğini pekala karşılıyor ve kitabın ilk paragrafından son paragrafına kadar oluşturulmuş olan egzistansiyalizm ve absürdizmin hakim olduğu kurgusu da insanın içine saat gibi tıkır tıkır işliyor. Kurgunun sonundaki karakterin hem egzistansiyalizme hem de absürdizme olan başkaldırısı beni çok etkiledi. Bunun tadına da
Başkaldıran İnsan 'ı okuduğum için vardığımı söyleyebilirim. (Hazır konusu açılmışken de eğer
Albert Camus olunca bir de kitabın ismi Uyuyan Adam olunca aşağı yukarı bahsi geçen hikayeyi tahmin edebiliyorsunuzdur. Bir uyumsuzun kitabı aslında bu. Absürditesinin absürtlüğünde olan bir kimse şu bizim
Uyuyan Adam . Puan kırdığım nokta, yazarın karakterin yalnızlığını ve psikolojisini vurgulamak için dili fazla zorlaması ve başlangıcındaki anlamını yitiren tren gibi uzun, zorlama paragraflar oldu. Yazar burada karakterin bulanık bilincini belki de bu yöntemle yansıtmak istedi lakin böylesi yeteneği olan
Georges Perec bunu eminim ki daha farklı yöntemlerle de başarabilirdi. Bunların haricinde kitap ve yazar hakkındaki aydınlatıcı metni kitabın başına değil de sonuna koyup okurların kitap hakkındaki heyecanlarını kırmadıkları için Metis Yayınları'na teşekkür ederim.