Kimsenin okumadığı, anlamadığı, düşünmediği bir toplum tahayyül edin; orada düşünür, sorgular, yaşananlara gözlerinizi kapatmak yerine sesinizi çıkarırsanız size delirmiş gözüyle bakılacaktır.
Küçük bir kasabada uzun yıllardır doktorluk yapan Andrey Yefimıç oldukça derin bir entelektüel yalnızlık çekmektedir. Bir gün şans eseri yolu akıl hastalarının bulunduğu altıncı koğuşa düşer. Doktorumuz derdinin ilacını orada bulacak, eğitimli bir hasta olan İvan Dmitriç ile tanışacaktır.
Bu kitapta ikisi arasında yaşanan çokça doyurucu felsefî çatışmalara tanıklık edecek, muhakkak kendinizden ve mevcut sistemden de bir şeyler bulacaksınız. Yazarımızın içine çeken, yalın ama güçlü anlatımının da bu deneyime apayrı bir tat katacağından eminim. Keyifli okumalar.