Oğuz Atay’ı eleştirmek, eleştiri yapmak benim haddime değil demek ile başlamak istiyorum. Uzun zamandır okumak istediğim fakat bir türlü cesaret edemediğim Tutunamayanlar kitabı. Öncelikle serüvenime yanlış kitaptan başladığımı düşünüyorum. Serüvenime Korkuyu Beklerken’le başamak sanırım daha doğruydu. Oğuz Atay’ın dilini anlamak, idrak edebilmek ve yarıda bırakmamak için verdiğim bu çaba takdire şayan. Bu kitaptan kendinize pay çıkartamıyorsanız, karakterleri tek tek benimseyemiyorsanız okumanızın bir manası olmadığını düşünüyorum. Selim neden tutunamadı? Biz tutunmak için neler yapmalıyız? Kimdir bu tutunamayanlar? Onlar neden tutunamadı? Bu eseri anlayan çok az insan olduğunu düşünüyorum. Belki de bazı insanlar sadece okumak için okudu. Belki de sadece popüler kültüre ayak uydurmak içindi. Ama ben gördüm. Kalplerindeki temizliği, bu karmaşık düzende nasıl savrulduklarını hepsini gördüm, deneyimledim. Selim’e ben de varım diyememek çok acı geldi bana, çok dokundu. Ona sarılmak istedim. Birçok noktada kendime pay çıkardım. Hatta bazı satırlar benim hayatımı anlatıyor gibiydi. Kısacası benim için ilginç ve bir o kadar da yürek burkan bir serüvendi Oğuz Atay’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Buraya kadar okuyan arkadaşlarıma da sevgiler…