Bir varmış bir yokmuş, âlemin çivisi çıkmış, yerine takarken duvar yıkılmış, yenisini yaparken temel çökmüş, baştan kazarken sel olmuş. Bozulmaya meraklı bu düzenden nice hükümdarlar gelip geçmiş. Bedenler farklı imiş ama ecel elbisesini yine de dikmiş, isteyen de giymiş istemeyen de, mert de giymiş namert de. Cücesine heybetli, keline sırma saçlı, körüne badem gözlü denmiş. Yalan dilden dile dolaşmış, adı tarih olmuş. Söyleyen bildiği gibi, dinleyen duymak istediği gibi anlamış...