Gönderi

Ubatuba, 1967
Seneler geçti, sevgili Manuel Valadares. Bugün kırk sekiz yaşındayım ve bazen kendimi öyle kaptırıyorum ki hâlâ çocuk olduğumu zannediyorum. Her an ortaya çıkıp bana sinema yıldızı kartları ya da misketler getireceksin sanki. Hayatın şefkatli yanını bana srn öğrettin, sevgili Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünki şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor ki, bu ikincisi daha çok oluyor. O günlerde, yani beraber geçirdiğimiz günlürde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prens'in gözlerinde yaşlarla bir sunağın önünde diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu: "KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK?" Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılyar. HOŞÇA KAL!
Sayfa 183 - canyayıneviKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.