Gönderi

Ruhuma aldığım darbeler sonucu paramparça olma ve her parçanın acı içinde boşlukta süzülmesi. Gittiğim yollar karanlık ve sonu belirsiz. Yol kenarları at ve karga cesetleri dolu. Bitmiş ve kaybedilmiş bir savaşın sonrasından geçiyorum. Kabuslar gerçeği ele geçirmiş, yaşadığım gerçeklik yoğun ve bulanık, Tıpkı zihnim ve hislerim gibi. Durmadan şehirler değiştirirken vedaları etmiyorum, uğradığım her kentte çıkmaz, varoş ve harabe neresi varsa oraya sığınıyorum, kendi içime dönmüş gibi oluyorum. Sonra dilimin ucuna gelip söyleyemediğim her kelime dilimi kesiyor, lal oluyorum. Sahte gülüşlere kanıp yüzümü kaybediyorum. Kaybedilecek bütün anlamlarımı çoktan kaybettim. En son düştüğüm yer yalnız ve yaşlı bir tanrının nasırlı avuçları oluyor. Biten her şeyin kanaması ve kederiyle baş başa sessizliğe gömülüyorum. Hala acıtsa da nefes alıyorum, hissediyorum. Kaybolmuş olsamda farkındayım karanlığın. Beni öldürse öldürse bu yaşanmışlık ve tanıklıkların ardından kalan anlamsız farkındalık öldürecek.
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.