Söz arasında Sabitcan gülerek, kollektifleştirme devrinde Sincan'a (Doğu Türkistan'a) kaçan Kazak ve Kırgızlar'ın geri gelmeye başladıklarından söz etti. Çinliler komünlerde onlara hayatı zehir etmişler. Yemeklerini evlerinde kendileri pişirip yemelerine izin vermemişler. Günde 3 defa aşevlerinde kaynatılan kazanların önünde, büyük küçük sıraya giriyor, tabaklarına ne koyarlarsa onu yiyorlarmış. Öyle güç şartlar altında bırakılmışlar ki, şimdi hepsi varını yoğunu bırakıp kaçıyor, kabul edilmeleri için Sovyet otoritelerinin elini eteğini öpüyorlarmış.