Türk kızları, çok eski zamanlardaki Türk kızları gibi fazilet mümessili olarak yetiştirilmelidir. Soğukkanlı, vakur, sade ve vazifeşinas olmalıdırlar. Yalnız süs peşinde koşan bir kız, analık ve yurt duygularından uzaklaşmış müstakbel bir kokettir. Bu vatanın iyi dans eden, şu kadar elbisesi olan, güzel boyanan, hattâ kusursuz pasta yapan kızlara değil; "bu vatana şerefli oğullar ve faziletli kızlar yetiştirmek en büyük borcumdur" diyen kızlara ihtiyacı vardır.
Uygulamaya yeni fırsat bulup girebiliyorum. 5 Şubata kadar okumakla ve 1k’la iç içe olmuş hatta bu gönderi gibi depremden 4 saat öncesine kadar alıntı bile yapmışım.
Ne olacağını bilmeden yaşıyoruz. Taslakta tutup sabah (şubat) paylaşırım dediğim alıntı 23 Temmuza kalabilirmiş. Emekle ilerlettiğiniz belki bir raflık minik kütüphanenizi.. çekinmeden öpüp kokladığınız kitapları aniden kaybedebilirmişsiniz. Aynısına rastlasanız da altını çizdikleriniz, aldığınız notlar kısacası emek verdiğiniz kitaplarla aynı değillermiş.
Aradan geçen beş buçuk ay olumlu düşünmek çok zordu, hâlâ öyle. Bu yarım kalmışlıklarla hayat artık düzelmeyecek kadar kötü geliyor bana. Kaybedilen canlar da mallar da âni ve şiddetli bir şekilde oldu, kaldıramıyorum. Hiçbir arkadaş, eş, dost en doğru cümleleriyle bile bana iyi gelmedi.
İlerisi nasıl olacak çok merak ediyorum. Yitenlere rahmet, kalanlara sabır dilerim.
elifnur
@welifnurrrr
·
06 Şubat 2023 00:10
Bir de hâinler vardır ki, onlardan bahsetmeyi lüzumsuz buluyorum.
Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasî zaruretlere işarettir. Türk'ü gerçek olarak, Türk’ten başkası sevmez.
Milli bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar. Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insandır.