Gönderi

İki ayrı benlik. Bunlardan biri diğerinin dış yansıması, uzamsal ve sosyal temsilcidir. Birincisine derin iç gözlem sonucunda ulaşırız ve bu, canlı şeyler olarak bizleri, iç hallerimizi; sürekli oluşan ve ölçüye vurulamayan haller olarak algılamamıza götürür. Bu haller birbirlerinin içinden geçer ve bunların birbirini zaman içinde takip etmelerinin, uzay içindeki bitişme ile hiçbir ortak noktası yoktur. Fakat kendimizi kavradığımız anlar çok seyrektir ve dolayısıyla çok seyrek olarak özgürüzdür. Kendimiz dışında yaşadığımız zamanın büyük bölümünde, kendimizden çok ender olarak herhangi bir şey algılayabiliriz; yalnızca kendi hayaletimiz olan, uzay içinde saf süre projeleri olan renksiz bir gölgeyi algılayabiliriz. Hayatlarımız, zaman içinden ziyade uzay içinde yayıldığından, bizler kendimizden çok dış dünya için yaşarız; düşünmekten çok konuşuruz; hareket etmekten çok 'hareket ettiriliriz'. Özgür bir şekilde hareket etmek, bir kimsenin kendi hakimiyetini tekrar elde etmesi ve kusursuz bir sürece tekrar geri gelmesidir.
Sayfa 228
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.