Gönderi

Bu burda dursun, lazım olur :D
Peki, bugünkü polemikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Eskiden yapılan polemikler çok daha seviyeliydi, yani daha inceydi. Osmanlı döneminde de fevkalade ince esprili polemikler yapılırmış, yani bu adeta bir sanattı. Polemik yapmak zaten öyle herkesin harcı değildir. Oturup da ağız dolusu küfretmek, o küfürleri de nokta nokta işaretiyle belirtmek bir maharet değildir. Mesela şunu hatırlıyorum. Daha önce söylediğim gibi İkinci Dünya Savaşı sırasında bazı Yahudi profesörler Türkiye'ye gelmişlerdi. Bunlardan biri de son derece meşhur bir operatör, Prof. Dr. Ferdinand Sauerbruch'tu. Cerrahpaşa'da hocalık yaptı, sonra tekrar Almanya'ya döndü. Burada çalıştığı yıllarda dönemin Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu'nu da ameliyat etmişti. Fevkalade mahir bir cerrah. Yalnız ameliyat ederken, herhalde stresi gidermek için ya da Alman kültüründen gelen bir şey mi bilmiyorum, küfredermiş. Asistanları buna müthiş içerlermiş. Kendilerine "Hayvan, ver şu bisturiyi" falan deyince çok bozulurlarmış. Bundan dolayı profesörü şikayet etmişler. Hoca bunun üzerine "Siz beni yakışıksız kelimeler kullanıyorum diye şikayet etmişsiniz. Bundan sonra eşek olanlara eşek filan demeyeceğim, beyefendi diyeceğim" demiş. Bu laftan iki dakika sonra "Beyefendi bana şunu verir misiniz?" demiş. İşte hiciv, ince polemik böyle yapılır.
Sayfa 113Kitabı okudu
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.