Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
BİLMEK İSTEYECEĞİNİZ BİR KADIN
YouTube kitap kanalımda Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını yorumladım : ytbe.one/CwJC6YxG8do& İçselleştirmelere doyamadığım, hatıralarıyla birlikte Ring Caddesi'nde dolaştığım, dönemin siyasetini ve erkek-kadın ilişkilerini en iyi kurguya döken yazarlardan biri: Stefan Zweig. Zweig, novellalarında tezatlıkları seviyor. Ulaşılmak istenen taraf bazen bir kişi olsa bile bazen bir kalp oluyor bazen de bir hedef oluyor fakat o hedefte her daim bir umursamazlık hakim. Anlatıcı karakterlerin bitmek bilmeyen çabası bu kitapta da en çok göze batan çabalardan biri. Kürk Mantolu Madonna'nın Raif Bey'i gibi kapıda beklemelerden tutun da Amelie filmindeki gibi amaçlanmış kişiden başka kişilerin asla ve asla anlatıcıya tam olarak ulaşamadığı, kitapta esintileri olan konulardan. İlk kez 1922’de yayınlanmış bir novella bu, yani I. Dünya Savaşı’ndan sonra elinde sadece kan, şiddet ve sefalet kalmış bir Avrupa. Elinde bunların olduğunu düşününce böyle bir ortamda sevgiyi bulan bir kadın bir sevgiyi çok kolaylıkla saplantı haline getirebilir diye düşünüyorum. Ayrıca I. ve II. Dünya Savaşı arasının çocuğu olarak nitelendirilen faşizmin görüldüğü, ataerkilliğin ve güçlü olanın, erkeğin daha ön plana çıktığı bir cinsiyet paradigması da olduğunu düşünürsek bilinmeyen bir kadının neden bilinen bir adamı saplantı halinde sevdiğini de biraz olsun anlayabiliriz. Olayın psikolojik boyutu ise apayrı. Baba ve anne sevgisinden yoksun büyüyen bir çocuk psikolojisinde babasından bulamadığı sevgiyi başka bir adamda bulmak isteyen ve bu davranışıyla da Elektra kompleksinin belirtilerinin görüldüğü bir hale bürünür. Çünkü bilinmeyen bir kadın, bilinen bir adamın sevgisiyle bilinmek ister. Çocuk psikolojisi konusunda harika bir kitap olduğunu düşünüyorum. Burada fakir bir çocukluktan, zengin bir gence doğru giden bir yol var. Çocuk halinde iken anne şefkatinden bile mahrum bırakılan çocuğun başka şeylere yönelmek istemesi kadar doğal bir şey yok. Çocuk olduğumuz zaman o kadar şeyle aynı anda ilgilenmeyi istiyoruz ki, etrafımızdaki çocuklardan, büyüklerden herhangi bir tepki alamayınca bile bazen çıldırabiliyoruz. Kitaptaki anlatıcı da adamı her şey olarak gördüğü için elinden ya da ruhundan ona ait bir şeyler çıkarılınca epey pesimist bir auraya bürünmek zorunda kalıyor. Bence bilinmeyen bir kadın hep bilinmeyen olarak kaldı. Çünkü çocukluktan kadın tanımına geçmeyi bile adamın onu tanıması olarak görüyordu. Böylelikle o ilgisizlikle yetişmiş, fakir bir çocukluk hayatından gelme insan, kendi potansiyelini gerçekleştirme uğruna kariyer, okul ya da başka herhangi bir şey değil sadece onun kendisini tanımasını istiyordu. Bilinmeyen bir kadın, bilinmeyi istemediği kişiler tarafından o kadar çok bilinen bir kadın oldu ki bu bilinirliğini artırmak yerine ruhunun bilinmeyenliğini daha çok artırdı. Deneyimsizlik, sevgi konusundaki saflık, herhangi bir şeyden habersiz olması, manevi yöndeki eksiklikler bu kızı oluşturan parçalar. Bu kitapta hiçbir cümle boş değil, her cümle o kadar samimi ki bilinmeyen bir kadının sevdiği adam keşke siz olaymışsınız da bu mektubu size yazsaymış diyesiniz geliyor. 1920 yılında bir gün, postacı gelip de kapınıza böyle bir mektup bıraksa sizin de eliniz ayağınız düğümlenirdi. Fakat şimdi Twitter var, Whatsapp var. Mektubun altına numara iliştirme, Twitter adresini bırakma falan var. Hatta mektup kültürü bile kalmadı artık. 20.yy'ın sevgileri bile insanın insan olarak hissetmesini sağlayan sevgiler be kardeşim. Ben bu anonimliğin, bu habersizliğin, bu veri eksikliğinin olduğu yıllarda bir kadın tarafından sevilmek isterdim. "Sen" kelimesini bu kitapla birlikte gerçekten çok sevdim. Sanırım bu kitap bize "Sen" kelimesinin gizemli ve en samimi anlamını öğretiyor. Eğer o "sen"i bir kere bile olsun tanımak isteseydin, o kızın içinde kopan buhranları da anlayabilecektin be R. Sen onun çocuk saflığındaki sevgisini değil, bedenini istedin. Sen onu sen olarak istemedin ki hiçbir zaman, sen onu et parçası olarak gördün. Bir kere değil, bir çok kez gördün hem de R. Buna rağmen seni sevmekten hiç usanmadı ama. Biliyorsun değil mi? Sen ne kadar o kadına beden algısıyla baktıysan o kadın da sana o kadar ruhuyla baktı be R. Fakat R... O hiç pişman değil. Bugüne kadar aklına gelebilecek herhangi bir pişmanlık kavramına bile sığmaz o kadının düşündükleri. Hiçbir hareketinde pişman değil. Senden kopan bir parça olarak gördüğü o çocuk için yaptığı onca şeyden bile pişman değil. Seni sevdiği için de hiç pişman değil. Pişman olsaydı, o kadar sayfa yazı yazdıktan sonraki sözleri günümüz gençleri gibi "Allah belanı versin, engelliyorum seni." yerine "Sana teşekkür ederim... seni seviyorum, seni seviyorum... elveda." olur muydu be R? Sana bir şarkı hediye ediyorum R, umarım bu şarkıyı dinlemek kadına baktığın bakış açını değiştirmene yardımcı olur : youtube.com/watch?v=kt7yrIS... "Affetmesen de fark etmez. Ben çoktan affettim seni, Benimki bir beklenti değil. Gökyüzü mavidir değişmez...." ----spoiler---- Not : Kitap gerçek anlamda tüylerimin tamamen diken diken olmasını sağlayabilmiş bir kitaptır. Sadece iki kelimesiyle. "Kendimi sattım." ----spoiler----
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,8bin okunma
··1 alıntı·
1 artı 1'leme
·
6,3bin görüntüleme
Özge Gören okurunun profil resmi
Okuduğum en güzel Zweig incelemeleri. Hem tebrik hem teşekkür ediyorum.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Ben de teşekkür ederim. Kitaplarında anlattığı karakterlerin geçmiş olduğu yerlerin üzerinden benim de geçmiş olmam buna büyük bir etken oldu aslında. Zweig bu konuda benim için tam bir anı kaynağı oldu. Yeri çok ayrı o yüzden.
1 sonraki yanıtı göster
Yasemin A. okurunun profil resmi
Kitabı çok severim. Harika bir inceleme yazısı olmuş. Elinize sağlık. Ayrıca eklemiş olduğunuz grubu zevkle dinlerim. Sayenizde güzel bir yorum okurken, güzel bir müzik dinlemiş oldum. Yüreğinize sağlık.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim! Bu şarkı ve bu grubun benim için anılarından dolayı Zweig'a çok özel bakıyorum şu an. Anılar, usta kalemlerle birleşince efsane bir duygu oluyormuş onu fark ediyorum. Flört, Türkiye'ye dair yegane umutlarımdan biri, beni hiç yanıltmayan bir gruptur. Çok seviyorum. Çok seviyoruz. Sizin de yorumunuza sağlık.
Nalan Kanmaz okurunun profil resmi
Kitabı bugun okudum.Bir inceleme yazmak istedim,sonra yazılan diğer incelemelere bir göz atayım dedim ve o kadar güzel bir inceleme yazmışsınız ki inceleme yazmaya çekindim :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çekinmeyin lütfen, sizin de kendi aklınızda oluşan çok farklı tezahürler olabilir. Ben kitabı çok içselleştirdiğim bir zamanda okudum, ekstra bir şey yok pek. :)
1 sonraki yanıtı göster
baharbahçe okurunun profil resmi
Bence kitabın sonunda okuyucuyu bilgilendirip Zweig'ı kendi anladığımızın yanında Zweig'ın psikoloji-biyografi-tarih-kültür-kurgu uyumunu nasıl yakaladığını, bizim nasıl anlamamız gerektiğini yerinde ve öz açıklamalarla bize gösteren çevirmen Ahmet Cemal de bir teşekkürü hak ediyor.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Ahmet Cemal gördüğüm en sağlam Almanca çevirmenlerinden biri Türkiye’de. :) Teşekkür az bile gelebilir belki, mezarını ziyaret etmeli bir gün.
@Saire'nin Kitap Dünyası okurunun profil resmi
Az önce bitirdim harika ötesi bir kitapdi yorumunuz da tüylerim diken diken oldu diyebilirim
Bu yorum görüntülenemiyor
martı deniz okurunun profil resmi
Stefan Zweig; çok geç tanımış olmanın pişmanlığı ile okuyorum kitaplarını.
Şeyma Öztürk okurunun profil resmi
Kaliteli ve içten bir inceleme olmuş, tebrik ederim.
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.