Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Neden Dağıldı?
Sovyetler Birliği, bir şanstı. Hayır, şans doğru bir kelime değil, bir sonuçtu. Burjuvazinin sömürgen yapısının ve kapitalizmin kaçınılmaz krizlerinin bir sonucuydu. Bu sonuç, öyle ya da böyle tersine çevrildi ve Sovyet topraklarında kapitalizmin restorasyonu gerçekleşti. Bu sonuç da kendi içinde sebeplerini yaratan bir olgu. Sovyetler Birliği neden yıkıldı? Bir halk direnişiyle mi karşılaştı, kaldıramayacağı bir krizle mi boğuştu, sosyalizmin teorisinde mi sorun vardı, Stalin mi sebep oldu yoksa buna, ya da tek suç Gorbaçov’un muydu? Hepsi üstüne çalışmalar ve teoriler var. Bazıları hakkında gerçekten düşünülmeli ve yeni sosyalizm tecrübelerimizde aynı hataya düşmemeli. Bazılarını ciddiye bile almaya gerek yok, çünkü dayandıkları yer kof, tek dokunuşla içinin boş olduğu anlaşılıyor. İhanete Uğrayan Sosyalizm kitabı, ABD’li iki profesör tarafından yazılıyor. Yıkılışa götüren sebepleri yıl yıl ele alıyor, bu sayede ihanetin derinliğini içtenlikle kavrayabiliyoruz. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin (SBKP) son genel sekreteri Mihail Gorbaçov’un ve ekibinin dayandığı bir gelenek vardı, Buharin ve Hruşçovcu gelenek. Olayları anlatmaya buradan başlamadan önce biraz geriye Lenin’e gitmek gerekiyor. SSCB’nin ilk kuruluş yıllarında ekonomi Savaş Komünizmi üzerine kuruluydu. Savaş Komünizmi ağır koşullar altında uygulanan olağanüstü bir durumdu. Zaman zaman köylülerin tahıllarına el koyulmasını gerektiriyordu. Ardından 1921-1929 yılları arasında Yeni Ekonomi Politikaları (NEP) adı altında geçici bir geri adım atıldı. Bu köylüler için bir rahatlamaydı, çünkü el koyma yerine vergilendirmeyi getirmişti. “Köylüler ellerindeki fazla ürünü satmak için serbest ticaret yapabileceklerdi; bunun yanında çeşitli kapitalist girişimler de var olabilecekti. NEP’in köylüleri daha fazla üretime teşvik edeceği düşünülmekteydi; böylece devlet de kendi mülkiyetindeki sanayinin canlanması için köylülerin üretimi üzerinde vergi uygulayabilecekti.” NEP süresince farklı fikirler ortaya çıktı. Bu fikirler Leon Trotsky, Nikolay Buharin ve Yosif Stalin’e ait idi. Üçünün fikirleri hakkında konuşmak bu incelemenin konusu değil ancak Stalin bu siyasi mücadeleyi kazandığı için onun politikalarına yer vermek doğru olacak. #153308959 “1930'lu yılların ortalarından Stalin'in öldüğü 1953 yılına kadar, kolektivizasyon, hızlı sanayileşme ve beş yıllık planlar aracılığıyla uygulanan merkezi planlama politikaları tamamen egemen oldu. Elbette, Buharin ve diğer önderlerin yargılanması ve idam edilmesi ile çoğu masum olan on binlerce komünistin hapsedilmesi, muhaliflerin göreli suskunluğunun önemli nedenlerinden birisidir. Ancak, Stalin'in bütün düşünsel çeşitliliği ortadan kaldırdığını ya da yalnızca baskının, Stalin'in görüşlerinin egemen olmasını sağladığını düşünmek yanlış olacaktır. Stalin'in, sosyalizmin inşasına ilişkin yaklaşımının geniş kabul görmesi büyük ölçüde, Sovyetler Birliği'ni kısa bir sürede yarı feodal gerilikten sanayileşmiş ulusların ön sıralarına getirmekteki apaçık başarısından kaynaklanmaktadır. (…) 1928'de sanayi sektörü ekonominin yüzde 28'ini oluştururken 1940'ta bu oran yüzde 45'e yükselmişti. 1928 ile 1937 arasında ağır imalat ürünlerinin toplam imalat ürünleri içerisindeki payı yüzde 31'den yüzde 63'e yükseldi. Okuryazarlık oranı yüzde 44'ten yüzde 80'e çıktı. Liselerden, uzmanlık okullarından ve üniversitelerden mezun olan öğrencilerin sayısında büyük bir sıçrama yaşandı. Dahası, bu dönemde devlet, parasız eğitim, parasız sağlık ve sosyal sigorta uygulamasına başladı. 1936'dan itibaren bekâr annelere ve çok çocuklu annelere para yardımı yapılmaya başlandı.” Hruşçov’la birlikte bazı sorunlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Köylü bir aileden gelen Hruşçov, tarımın gelişmesi için çok büyük kampanyalar düzenledi. “300 bin gönüllü, bakir topraklar kampanyasına katıldı; ve 13 milyon hektar büyüklüğünde toprak sürüldü. Bir sonraki yılda ise 14 milyon hektarlık yeni tarım alanı elde edildi.” Bu görünüşte iyi bir gelişme gibi dursa da, Hruşçov’un ekonomiyi neyin üstüne kurmaya çalıştığını gösterir, ve bu büyük bir hatadır. Hruşçov’un bir diğer isteği yaşam standartlarını yükseltmekti. Bu da tarım politikası gibi görünüşte güzel ancak arka planda zararlı bir politikaydı. Çünkü yatırım önceliklerini ağır sanayiden hafif sanayiye, tüketim mallarına kaydırmıştı. “Hruşçov’un genel sekreterliğinin birinci yılında ağır sanayiye yapılan yatırım tüketim mallarına yapılan yatırımdan yalnızca yüzde 20 daha fazlaydı. Bu değer, savaştan önce ise yüzde 70 düzeyindeydi. Önceliklerdeki bu değişim, Stalin’in 1952’de yaptığı ‘Üretim araçlarnın üretimine öncelik vermekten vazgeçmek ulusal ekonomimizin sürekli büyümesi olasılığını ortadan kaldırır’ biçimindeki uyarı ile taban tabana zıttı.” Bu hatalı politikalar sonuca da yansıdı. “Sovyet ekonomisi 1950’li yılların ikinci yarısında, birinci yarısına göre daha düşük bir hızla büyüdü; ve 1960’lı yılların ilk yarısındaki büyüme de 1950’li yıllara göre daha yavaş gerçekleşti.” (Hruşçov’un 1953-64 yılları arasında görevde olduğunu hatırlatmakta fayda var.) Ayrıca Hruşçov’un Stalin hakkında ağırlıklı olarak yalan yanlış iftiraları, destalinizasyon çalışması gibi ideolojik yanlışları da vardı. “Hruşçov, baskının görünürdeki neden olan sabotaja ilişkin kanıtları da görmezden geldi. Stalin’i İkinci Dünya Savaşı sırasında yanlış bir askeri strateji izlemekle ve ülkeyi diktatörce yönetmekle suçladı. Oysa bu iki suçlamaya da önde gelen Sovyet generali Georgi Jukov tarafından karşı çıkılmıştı.” #130944738 SSCB’nin son dönemine gelmeden önce bahsedilmesi gereken bir konu da ikinci ekonomi. İkinci ekonomi, kişisel kazanımları için özel ekonomik faaliyetlerde bulunan nüfus tarafından oluşturuluyordu. 1953 yılından sonra sosyalizm içerisinde burjuva düşüncelerin gelişmesi için müthiş bir kaynaktı. İkinci ekonomi olarak adlandırılan, “Özel ekonomik faaliyet, sosyalizmde hiçbir zaman tam anlamıyla ortadan kalkmadı. Stalin döneminde dizginlendikten sonra Hruşçov döneminde yeni bir enerji ile ortaya çıktı; Brejnev döneminde serpildi ve Gorbaçov ile Yeltsin dönemlerinde pek çok açıdan birinci sosyalist ekonominin yerine geçti. İkinci ekonominin Sovyet sosyalizmi üzerinde derin ve yaygın olumsuz etkileri oldu. Özel gelir kaynakları ile dağıtım ve üretim sistemlerini yarattı; ya da yeniden yarattı. Yolsuzluğun ve suçların yaygınlaşmasına neden oldu. Özel girişimi haklı çıkaracak düşünceler ve duygular üretti. Sistemi eleştirenler ve sisteme muhalif olanların para kaynağı haline geldi. Sosyal demokrat düşünceler için maddi bir zemin sağladı.” “1980'li yılların sonlarına gelindiğinde, kısmen Gorbaçov'un politikaları ve ekonomik zorluklar nedeniyle, ‘herkes’in ikinci ekonomiye dahil olduğunu, ve ikinci ekonominin ‘malların ve hizmetlerin tahsisinde baskın güç haline geldiğini’ belirtti.“ “Organize suç, sistemimiz açık hale gelir gelmez mutlaka ortaya çıkacaktı. Bu da 1960'larda, Hruşçov'un iktidarda olduğu dönemdeki buzların çözülüşü sırasında oldu... Stalin döneminde güçlü organize suç topluluklarını tasavvur etmek mümkün değildi. Bundan sonra toplumumuzda yağmacıların ahlaki kuralları görülmeye başlandı. Ve tabii ki bu tamamen [Parti] bürokrasisinin çıkarları doğrultusunda yürütüldü.” #153306414 “1980’li yıllarda Sovyet toplumunun yaşadığı kriz büyük ölçüde Parti’deki krize dayanıyordu. SBKP’de iki zıt eğilim bulunmaktaydı-proleter ve küçük burjuva, demokratik ve bürokratik.” 1983 yılında Yuri Andropov’un SBKP sekreteri olmasıyla birlikte sorunlara karşı mücadele vermek için önemli bir fırsat oluştu. Düzgün bir Marksist-Leninist temele sahipti ve çözüm için önemli bir şanstı. Bazı iddialara göre Yuri Andropov 15 yıl daha yaşasaydı, Sovyetler Birliği dağılmamış olacaktı. Tabii bizim şu olmasaydı da bu olsaydı diyerek kaybedecek vaktimiz yok. Gorbaçov ve ekibinin başa gelmesiyle reform paketinin kapısı açıldı. Önce Andropov’un izinden ilerleyen Gorbaçov bu anlayışı 1987 yılında terk etti. Lenin’in sağ oportünizm olarak tanımladığı biçimde, burjuvaziyle gereksiz yere uzlaştı, plansız geri adımlar attı. Perestroyka ile ekonomide liberalizasyona gitti, Glasnost ile açıklık politikası güttü. Sansürü kaldırdı, Stalin’i karalamaya başladı. Sansürü kaldırması direkt önemli bir konudur. Bir kesimce değerli sayılabilir, ancak unutmamak gerekir ki medyada, yazarlık alanında bu alanı tamamen komünistlerin elinden aldı. O dönem bunu gururla söylese bile, bütün Sovyet medyasını Batılı kapitalistlerin eline teslim etmesi utanç duyulası bir konudur. “Boris Yeltsin’in yandaşı olan Yuri Afanasyev, Moskova Devlet Tarih Arşivi’nin başına getirildi.” “Komünist gazeteci Mike Davidow esefle ‘tarihte hiçbir zaman iktidardaki bir partinin, SBKP’nin önderlerinin yaptığı gibi medyayı, kendisinin ve yönettiği devletin yıkımını hazırlayan güçlere tam olarak teslim etmediğini’ belirtti.” Gorbaçov ve ekibi emperyalistlere karşı öyle tavizler veriyordu ki, bunların birinde Sovyetler’in Avrupa’da konumlanmış füzelerini söktü ve bunun karşılığında ABD Avrupa’ya “yeni” füzeler yerleştirmeyecekti. Bütün bunları yaparken hep daha iyi bir sosyalizm iddiasındaydı çünkü “Gorbaçov, Komünizm’i ya da sosyalizmi açık olarak eleştirmiş olsaydı, Politbüro’nun tavsiyesi ile SBKP Merkez Komitesi tarafından hemen görevinden alınabilirdi (ve kesinlikle de görevden alınırdı.)” Gorbaçov’un görevden alınmamasının bir diğer sebebi ise parti içinde yaygınlaşan ikinci ekonomiydi. Özel girişimler ve beraberinde gelen yolsuzluk partiye kadar sıçramıştı. Yozlaşmayı bastırmak için mücadele eden güçler çok zayıftı. Gorbaçov sınıf mücadelesi ekseninden bakmayı bıraktı, ve bir üçüncü yolun olduğunu düşündü. Bariz bir şekilde bir sosyal demokrattı ve sosyal demokrasinin de kapitalizme bağlı olduğu bilinen bir gerçekti. “Gorbaçov özel girişim faaliyetlerini bağrına bastı.” Lenin’in partinin öncü gücüne ilişkin doktrinini reddetti. Gizlice ve ustaca bir faaliyetle SBKP’nin rolünü küçülttü. Bunları gizlice yapması ve eleştirilerini topluma sunmak yerine, reform yaptığı iddiasıyla ortaya çıkması nedeniyle, Gorbaçov’u bir hain olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. #114220716 İhanetinin gittiği noktadan bir örnek: “Aynı zamanda dostum, ABD Başkanı’nın asıl sorunun nihai yanıtını vermediği izlenimini ediniyorum. ABD, nasıl bir Sovyetler Birliği görmek istiyor? Bu soru yanıtlanana kadar, ilişkimizin şu ya da bu boyutuna takılıp kalmaya devam edeceğiz.” (Gorbaçov’un ABD Başkanı George Bush’a yazdığı bir mektuptan) “’Daha da radikal’ reform ve ‘gerçekten devrimci’ perestroyka gibi sol görünen ifadeler gerçekte var olan kapitalist yönelimin üzerini örtüyordu.” Temmuz 1990’da SBKP 28. Kongresi’yle yeniden toplandı. Ve bu toplantının gündemini komünist olmayan medya belirledi. Tartışmanın konusu piyasa ekonomisinin uygulanıp uygulanmayacağı değil, nasıl uygulanacağı oldu. İktidara yürüyen Yeltsin’in politikalarına 93’te gelen direnç karşılığında bu “demokrat” lider, Rus parlamentosunun bombalanması ve yüzlerce vekil ile yurttaşın öldürülmesinin emrini verdi. Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin çözülüşü tek bir nedene bağlanamaz. Ancak SSCB ekonomisinde beliren özel girişim ve bunların çoğunun yasa dışı olması ülkeyi bir bunalıma soktu. 1980’lı yıllarda bu bunalım doruk noktalarına ulaştı, yolsuzluk aldı başını gitti. Ancak bu bunalım öldürücü değildi. Ulaştığı doruk noktası kapitalist ülkelerde yaşanan krizlerden çok daha küçüktü. Bu konuda söylenmesi gereken iki şey var: Birincisi, “Gorbaçov ve destekçileri, kriz içerisinde olan bir toplum devraldıklarını söylemişlerdi. Bu, doğru değildi. Sovyetler Birliği, sözcüğün bilinen anlamıyla, bir krizden dolayı can çekişir durumda değildi. Ülkenin 1985'teki ekonomik sorunları, 1920'lerin Almanyası'nın yaşadığı enflasyon ve istikrarsızlığın ya da ABD'de 1930'larda yaşanan büyük bunalımın yanına yaklaşamazdı.” İkincisi, yasadışı kazançlar ABD ve kapitalizm düzeyine göre oldukça önemsiz bir düzeyde kaldı. Sovyetler Birliği’nde demokrasi eksikliğinin de tartışma konusu olduğu belirtilmelidir. Bütün bunların sonucunda söylenebilir ki, sosyalizm yıkılmaya mahkum değildi. Sovyet sosyalizmi bazı alanlarda yetersiz olsa da kesinlikle örnek bir sosyalizmdi ve gelecek için önemli bir tecrübe kazandırdı. SSCB’nin dağılmasının da dünya sosyalist hareketimiz için “büyük bir geri sıçrama” olmasına rağmen önemli olan buradan alınacak derslerdir. Gorbaçov’un ihaneti ve öncesinde buna yol açan ikinci ekonominin büyümesini teşvik eden faktörler göz önüne alınmadan Sovyet tarihi değerlendirilemez. Neredeyse her sayfasının altı çizilesi bir kitap olan İhanete Uğrayan Sosyalizm’den bu kadar uzun bir inceleme çıkarmam bile oldukça kısaydı. O kısımları da yazmak yerine, okuyucunun kitaba yönelmesi için giriş yapmak istemedim. Bu konuya ilgiliyseniz kaçırmayın derim…
İhanete Uğrayan Sosyalizm
İhanete Uğrayan SosyalizmThomas Kenny · Yazılama Yayınları · 201427 okunma
··
2.578 görüntüleme
lilith okurunun profil resmi
Elinize sağlık, benim için faydalı ama bir o kadar da teorik bilgilerle dolu bir inceleme oldu, çoğu yeri kafamda oturtamadım desem 😄😄 Daha önce sscb ile ilgili hiç kitap okumadım. Başlangıç olarak önerebileceğiniz kitap var mı? Bu kitap sanki biraz daha bilgi gerektiriyor gibime geldi.
Emir okurunun profil resmi
Allı Turnam
Allı Turnam
Sovyet Rusya Azerbaycan Özbekistan Bulgaristan Macaristan
Sovyet Rusya Azerbaycan Özbekistan Bulgaristan Macaristan
Bu ikisi gayet hoşuma giden gezi kitaplarıydı. Pek yeterli olmasa da Suat Derviş’in
Niçin Sovyetler Birliği’nin Dostuyum?
Niçin Sovyetler Birliği’nin Dostuyum?
kitabına da bir bakabilirsiniz. Roman olarak da
Çimento
Çimento
ve
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1
serisini önerebilirim. Bir de izlediğim çok güzel bir belgesel vardı. youtu.be/om8w5fZ4Ltk Ayrıca şu video da gayet güzeldir: youtu.be/NK4UdtiQ-sE Başlangıç için yeterli olacağını düşünüyorum :) Düşündüğünüz kadar ağır bir kitap değil ancak az da olsa Sovyetler Birliği hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor tabii.
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.