Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu muymuş hayat? Peki o halde, bir daha!!
".. kalbim uzun zaman önce uykuya dalmış pek çok hatıranın dokunuşunu taşıyor.." Charles Dickens Irvın D. Yalom’un kendi kaleminden biyografisini yazdığı kitap.. Yazarın daha önce
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik Hayatlar
ve
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
kitaplarını okudum. Bu eserinde de gördüğüm duygu ve düşüncelerini, deneyimlerini oldukça şeffaf, dokunaklı bir şekilde okuyucusuna aktarıyor. Bu eser Yazarın hayatının özeti niteliğinde.. Seksen beşli yaşlarında kaleme aldığı bu eser için son eserim* derken aslında bir yandan Yaşlanmanın Acemisiyim* diyor dolu dolu yaşamış, onlarca eser vücuda getirmiş ve yaşlılık ve ölüm üzerine hem kendisi terapi almış hem de bu alanda sayısız grup terapileri yapmış olmasına rağmen.. Diyor : "Nice insanın yaşlanmakla baş etmesine yardımcı olduğum­dan, beni bekleyen kayıplara hazırlıklı olduğuma inanıyordum ama durum sandığımdan zor çıktı. Ağrıyan dizler, denge kaybı, sabahları sırtın kaskatı olması, yorgunluk, zayıflayan gözler ve kulaklar, cilt lekeleri... Hepsi dikkatimi çekiyor ama solup giden hafızamın yanında çok ufak kalıyorlar." “Seksen beş yaşında benim kadar yoğun çalışan kaç psikiyatrist vardır ki? ..ben de ihtiyarlığı ve ölümü bertaraf etmek için çalışmaya devam ediyor olabilir miyim? Bu sorular beni ne kadar sarssa da yanıt cephaneliğim hayli yüklü.. Hâlâ verecek çok şeyim var... Yaşlanmam kentli yaşımdaki insanları daha iyi anlamamı ve rahatlatabilmemi sağlıyor... Ben bir yazarım ve yazma süreci beni mest ediyor, o halde neden bundan vazgeçeyim ki?” Evet, itiraf ediyorum: Bu son paragrafa varmış olmak beni mahvediyor. Kafamın bir köşesinde her zaman yazılmayı bekleyen birçok kitap olmuştur ama artık vakit kalmadı. Bunu tamamladık­tan sonra ufukta beni yeni kitapların beklemediğinden eminim." Kitap hakkında başka ne söyleyebilirim.. Ailesi Hitler'in Almanyası dan kaçmış ve Amerika ya yerleşmiş. Ve geride kimse kalmamış çünkü Hitler’in insanlık suçu olan Holokost’ta ailesinden herkes can vermiş. Ve yine ailesi yaşadıkları bu zulümden anlaşmışlar gibi hiç söz etmemişler. Bu konuda aile içinde derin bir sessizlik var. Ne anlatmaya cesaret edebiliyorlar ne de bu konu hakkında soru sormaya.. Göçmen ve Yahudi olmanın tüm tüm sıkıntılarını yaşamış ve gelecek ile yaşadığı kaygılar gençlik yıllarının kitaplar arasında, kütüphanelerde, bilimsel, deneysel çalışmalar yaparak geçtiği düşündüğünde hayıflanıyor. Diğer taraftan bu durumu kabulleniyor. Çünkü diyor: Farklı olmak zorundaydım.* İsteği üniversitesiye girebilmesi için yüzde beşlik bir şansı var. * Bu eserde bitmez tükenmek bilmeyen bir azim hikayesi okuyorsunuz. Bunun dışında ailesi ile ilişkisi.. Babasına ve annesine kırgın.. Özellikle de annesine.. Babasının, evlerinin altındaki küçük marketi büyütmek için gece gündüz bitmez mesaileri nedeniyle kendi ile ilgilenmediğini oysa kendisinin ilgiyle muhtaç olduğu sezemediklerini anlatıyor. “Benim eğitim gibi bir lükse erişebilmem için çok çalışıyor ama bir yandan da okuduğum her kitabın, her sayfanın beni onlardan giderek uzaklaştırdığını biliyorlardı.” Annesi ile ilişkisi de vahim. Ona göre annesi hem cahil hem kendisini arkadaşlarının yanına utandıracak kadar kaba.. Babasının kalp krizi geçirdiği bir gece bu durumdan küçük Yalom u suçluyor. Bu durum annesi ile arasına aşılmaz mesafe koyuyor. Babasının yaşadığı bu kriz sonrasında doktor olmayı ve benzer şekilde insanların hayatlarına dokunmaya ve rahatlatmaya karar veriyor. Fakat sonra seksen yaşlarının ortasına geldiğinde geriye ailesinden kimse kalmadığında öz eleştiri yapıyor. Fark ediyor ki sessizlerinin altında göçmen ve Yahudi olmalarının hayatlarına getirdiği zorluklar, sıfırdan bir hayata başlamanın zorlukları ve kaygıları.. Şimdi ise onları affetmenin huzurunu yaşıyor. ".... fark ediyorum ki içimde belki hiçbir zaman tükete­meyeceğim nice gözyaşı, nice acı saklı kalmış." Bölümler halinde ilerleyen kitapta neredeyse hayatının her kesitini okuyucu aktarıyor. Evliliği, baba olması, eğitim sürecini, seyehatlerini, eserlerini oluşturma sürecini özellikle de yazarlık serüveni.. Nietzsche nin dahi olmasının yanında yalnızlığı, hastalığı nedeniyle zayıf düşmesi, soyutlanmış bir hayat yaşamış olması ve psikolojik destek alırsa nasıl değişebilirdi?* şeklinde düşündüğünde Nietzsche Ağlıyor* un kurgusu yine Schopenhauer in karamsarlığı üzerine de yeni tedavi yöntemleri geliştirmek ve benzer hastarın tedavisinde yararlanmak üzere yazdığı Bu Günü Yaşama Arzusu: Schopenhauer Tedavisi romanının kurgusu benzer şekilde diğer eserlerinin oluşum hikayelerine yer veriyor. Ölüm hakkında sona doğru adım adım yaklaşırken Unutmanın ölümün tadına bakmak olduğunu ".. ölümde bizi korkutan yalnızca geleceğin değil, aynı zamanda geçmişin de kaybı." olduğunu söylüyor. Hafıza kayıplarının, unutmanın, hatırlayamamanın da bir çeşit ölüm olduğunu vurguluyor. Ve ekliyor: "Hayatı dilediğince yaşayamadığın hissi ne kadar fazlaysa ölüm korkusu da o kadar güçlü olur." Dolu dolu, mücadele ve hep çalışma ile geçen hayatına baktığında gördüğü mutlu bir yaşamı olduğu, harika bir eş , dört çocuk ve yedi torunun varlığı ; onlarca esere imza atmış ..Tatmin olunmuş * bir yaşam sürdüğünü söylüyor. ..insanların hayatlarına olumlu dokunuşlar yapmak, sevgi ve şefkat ile dokunmak hayatların çoğalttığını söylüyor. Tıpkı durgun suya atılan taşın dalgalar halinde büyümesi gibi.. Şimdi ve Burada* nın önemi üzerinde duruyor terapilerinde çokça.. Alışagelmiş kalıpların dışında spontane gelişen kendi özel hayatından da aktarımlar yaparak hasta ile yaşanmışlıklar üzerine ortak paydada buluşmaya çalışıyor. Biliyoruz ki kendinizin de dahil olduğu çokluklarda, kalabalıklarda nice yalnızlık yaşıyoruz. Şimdi ve Burada* insanların birbirine ulaşabilmesi için önemli bir yaklaşım.. "İnsanları önemsemek, onlara cömertçe davranmak içine girdiğimiz her türlü dünyayı zenginleştirecektir." “Geçmişteki anılar ve gelecekteki umutlar yalnızca huzursuzluk yaratır.” Bu eser Yalom un yaşadığı deneyimleri sıcak bir dil ile anlattığı bazen de itiraf boyutunda içtenlikle dile getirdiği bir eser.. “Çünkü sona doğru yaklaştıkça, adım adım başa dönen bir daire çizerek ilerliyorum. Yolu düzleme ve seyahate hazırlama çalışmalarına benziyor bu. Artık kalbim uzun zaman önce uykuya dalmış pek çok hatıranın dokunuşunu taşıyor.." Charles Dickens ______ Son olarak Bu muymuş hayat? Peki o halde, bir daha!! İyi okumalar dilerim...
Bir Psikiyatristin Anıları
Bir Psikiyatristin AnılarıIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınevi · 20173,538 okunma
·
2.136 görüntüleme
Sevgican okurunun profil resmi
Okuyan arkadaşlara gerçekten teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.